Examples of using "Enfrente" in a sentence and their turkish translations:
O, anıtın önünde.
İstasyon dosdoğru.
Caddenin karşısında beyaz bir ev var.
Aynanın önünde durdu.
Dükkan tiyatronun tam karşısında.
Karşıda altı katlı bir bina var.
İstasyonun önünde bir taksiye bindim.
Araba o binanın karşısına park edilmiş.
Tom ön kapıda sizi bekliyor.
Hannibal şimdi iki Roma konsulünün ordularıyla karşı karşıya.
Ayın güneşe bakan yarısı her zaman ışıldar fakat ışıldayan taraf her zaman dünyaya bakmaz.
Tom bana arabamı onun evinin önüne park etmememi istedi.
Bu araba bankanın önünde durdu.
Fabio'nun arabası Elena'nın evinin önünde park edilmiş.
Tom insanların onun evinin önüne park etmelerini sevmiyor.
Önümdeki araba Karam'ın.
Karınları aç bir şekilde, askerler çadırlarının önünde düzen aldılar, hava şartları oldukça sertti.
Öğretmenime bir aşk mektubu yazdım ve o bunu bütün sınıfın önünde okudu.