Translation of "Plantas" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Plantas" in a sentence and their turkish translations:

Introduciendo plantas perennes,

köklü çok yıllık bitkiler yerleştirerek,

Riega las plantas.

Bitkileri sula.

Las plantas crecen.

Bitkiler büyür.

No había plantas florales,

etrafta hiç çiçekli bitki yoktu,

¿Tienen cerebro las plantas?

Bitkilerin beyni var mıdır?

Mis plantas son felices.

Benim bitkilerim mutludurlar.

Las plantas mueren sin agua.

Bitkiler susuz ölürler.

¿Pueden las plantas sentir dolor?

Bitkiler ağrı hissedebilir mi?

Todas estas plantas son venenosas.

- Tüm bu bitkiler zehirlidir.
- Bu bitkilerin tümü zehirlidir.

Ella ha regado las plantas.

Bitkileri suladı.

Tom está regando las plantas.

Tom bitkileri suluyor.

Muchas plantas florecen en primavera.

Çoğu bitki ilkbaharda çiçeklenir.

- ¿Crees que las plantas sienten dolor?
- ¿Piensa que las plantas sienten el dolor?

Sence bitkiler acı hisseder mi?

- Mary todavía no ha regado las plantas.
- Mary aún no ha regado las plantas.

Mary henüz çiçeklerini sulamadı.

- ¡No te olvides de regar las plantas!
- ¡No se olviden de regar las plantas!

Bitkileri sulamayı unutma.

Hay plantas que ahuyentan los insectos.

Böcekleri uzaklaştıran bitkiler var.

No hay plantas en la luna.

Ay'da bitki yoktur.

Las plantas crecen hacia el Sol.

Bitkiler Güneş'e doğru büyür.

Las plantas crecen hacia la luz.

Bitkiler güneş ışığına doğru yönelir.

Ama las flores y las plantas.

Çiçekleri ve bitkileri sever.

¡Se te olvidó regar las plantas!

Bitkileri sulamayı unuttun!

¿Tú le hablas a tus plantas?

Bitkilerinle konuşur musun?

Arranca las plantas de la raíz.

Bitkiyi kökleriyle çekin.

A Mary le gustan las plantas.

Mary bitkilerden hoşlanır.

Muchas plantas florecen en la primavera.

Birçok bitki ilkbaharda çiçek açar.

Las plantas que usamos para propósitos médicos.

tıbbi amaçlarla kullandığımız bitkiler.

Las plantas murieron por falta de agua.

Bitkiler susuzluktan öldü.

El agua es indispensable para las plantas.

Su bitkiler için vazgeçilmezdir.

Enfrente hay un edificio de seis plantas.

Karşıda altı katlı bir bina var.

Las plantas revivirán tras una buena lluvia.

Bitkiler iyi bir yağmurdan sonra canlanacak.

Se basaban en domesticar especies, plantas y animales.

evcilleştirilmiş türlere, bitkilere ve hayvanlara dayanmakta.

[canción continúa sonando] Van moviendo entre las plantas.

Bitkilerin arasındaki toprağı kaldırın.

Cómo las plantas se enroscaban en los árboles

Sarmaşıkların dallara sıkıca sarılarak

Las plantas crecen rápidamente después de la lluvia.

Bitkiler yağmurdan sonra çabuk büyür.

A algunas plantas les afecta enseguida el frío.

Bazı bitkiler hızla soğuktan etkilenir.

Encontramos muchas plantas extrañas en un jardín botánico.

Biz bir botanik bahçesinde çok tuhaf bitkiler bulduk.

Que no se te olvide regar las plantas.

Bitkileri sulamayı unutma.

En el jardín botánico vimos muchas plantas exóticas.

Botanik bahçesinde birçok sıradışı bitki gördük.

La botánica trata sobre el estudio de las plantas.

Botanik bitkileri incelenme ile ilgilenir.

La botánica es el estudio científico de las plantas.

Botanik, bitkilerin bilimsel çalışmasıdır.

¿Te harías cargo de mis plantas mientras estoy fuera?

Ben yokken bitkilerimle ilgilenir misiniz?

Me fui de vacaciones, y mis plantas siguen vivas.

Ben tatile gittim ve benim bitkiler hâlâ hayatta.

Creo que es improbable que las plantas sientan dolor.

Bitkilerin acı hissetmesinin olası olmadığını düşünüyorum.

- La casa tiene tres pisos.
- La casa tiene tres plantas.

Evin üç katı var.

- Mi padre riega las flores.
- Mi padre riega las plantas.

Babam çiçekleri sular.

¿Cuál es el mejor fertilizante para las plantas de tomate?

Domates bitkileri için en iyi gübre nedir?

Se encuentra en las hojas, flores y semillas de muchas plantas,

Yapraklarda, çiçeklerde, pek çok bitkinin çekirdeğinde,

Pero han cerrado todas las plantas de carbón alrededor de Beijing.

Ancak Pekin'deki tüm kömür santrallerini kapattılar.

Cuando las plantas verdes toman dióxido de carbono de la atmósfera

kullandıkları fotosentez işlemi yoluyla

El hijo de la vecina rompió todas las plantas del patio.

Komşunun oğlu avlunun bütün bitkilerini kırdı.

Estas plantas son demasiado pequeñas. No creo que vayan a crecer.

Bu bitkiler çok küçük. Ben onların büyüyeceklerini sanmıyorum.

Tom se olvidó de regar las plantas por una semana entera.

Tom bitkileri sulamayı bir haftadır ihmal etti.

- Riega las flores antes de desayunar.
- Riega las plantas antes de desayunar.

Kahvaltı etmeden önce çiçekleri sula.

Acá están las plantas. [suena música de tango] ¿A ver quién se anima?

Kim denemek ister?

- Toda planta necesita agua y luz.
- Todas las plantas necesitan luz y agua.

Bütün bitkilerin suya ve ışığa ihtiyacı vardır.

Hay más de veinte mil especies conocidas de plantas comestibles en el mundo.

Dünyada yenilebilir bitkilerin yirmi binden fazla bilinen türü var.

Para crecer bien, estas plantas necesitan una tierra que no contenga demasiada humedad.

İyi büyümek için, bu bitkilerin çok fazla nem içermeyen toprağa ihtiyacı var.

Las hojas son para las plantas lo que los pulmones son para los animales.

Akciğerler hayvanlar için neyse yapraklar bitkiler için odur.

- Este edificio tiene 5 plantas y 20 viviendas.
- Este edificio tiene 5 pisos y 20 apartamentos.

Bu binada 5 kat ve 20 daire var.