Translation of "Tienda" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Tienda" in a sentence and their turkish translations:

- Él cerró la tienda.
- Cerró la tienda.

O,dükkanı kapattı.

- ¿Fuiste a la tienda?
- ¿Fue a la tienda?

Sen dükkana gittin mi?

tienda de comestibles

istifçi bakkal

¿Recuerdas esa tienda?

O mağazayı hatırlıyor musun?

Cerraron la tienda.

Onlar dükkanı kapattı.

- Fue a la tienda.
- Ha ido a la tienda.

O, mağazaya gitti.

- Voy a la tienda.
- Me voy a la tienda.

Ben dükkâna gidiyorum.

Ella abrió su tienda.

Mağazasını açtı.Bitmedi...

¡Ve a la tienda!

Mağaza gidin!

Estoy buscando una tienda.

Bir mağaza arıyorum.

La tienda cerró permanentemente.

Dükkân sürekli olarak kapandı.

Lléveme a la tienda.

Beni mağazaya götür.

Estamos cerrando la tienda.

Dükkânı kapatıyoruz.

Papá administra la tienda.

Babam mağazayı işletiyor.

Fui a la tienda.

Ben dükkâna gittim.

¿Fue a la tienda?

Mağazaya gittin mi?

La tienda vende verduras.

Dükkan sebzeler satıyor.

Estaba en la tienda.

Ben dükkandaydım.

¿La tienda está cerca?

Dükkan yakın mı?

Esta tienda me pertenece.

Bu dükkan bana ait.

Tomás cerró la tienda.

Thomas dükkanı kapattı.

¿Hay una tienda aquí?

- Burada bir dükkân var mı?
- Burada bir mağaza var mı?

¿Hay una tienda ahí?

- Orada bir dükkân var mı?
- Orada bir mağaza var mı?

Pongamos la tienda aquí.

Çadırımızı buraya kuralım.

Estoy cerrando mi tienda.

Mağazamı kapatıyorum.

Él compró una tienda.

- O bir mağaza satın aldı.
- O bir dükkan satın aldı.

- ¿Cuándo han abierto la nueva tienda?
- ¿Cuándo abristeis vuestra nueva tienda?

- Yeni dükkanını ne zaman açtın?
- Yeni mağazanızı ne zaman açtınız?

- Mamá, acompañame a la tienda.
- Mamá, ven conmigo a la tienda.

Anne, mağazaya benimle gel.

- Esa tienda vende periódicos y revistas.
- La tienda vende diarios y revistas.

O dükkân gazete ve dergi satar.

- La tienda no le quería.
- En la tienda no le admitían.
- En la tienda estaban incómodos con él.
- En la tienda no estaban a gusto con él.

Dükkan onu istemiyordu.

A una tienda de cannabis,

bir esrar dükkanına,

La tienda está cerrada hoy.

Dükkân bugün kapalı.

Desgraciadamente la tienda estaba cerrada.

Ne yazık ki, mağaza kapalıydı.

En esa tienda venden verduras.

Bu dükkan sebze satar.

Esa tienda es excepcionalmente costosa.

O mağaza son derece pahalı.

La tienda estará cerrada mañana.

Mağaza yarın kapalı olacak.

Ésa es una tienda barata.

O ucuz bir mağaza.

No me gusta esta tienda.

Bu mağazayı sevmiyorum.

Tom está cerrando la tienda.

Tom dükkanı kapatıyor.

Tengo que abrir mi tienda.

Mağazamı açmak zorundayım.

¿Cuándo abristeis vuestra nueva tienda?

Yeni mağazanızı ne zaman açtınız?

La tienda no abre hoy.

Dükkan bugün açık değil.

Esa tienda tiene muchos clientes.

Bu mağazanın birçok müşterisi vardır.

Él estaba en la tienda.

O, mağazadaydı.

Esta tienda vende libros viejos.

Bu dükkan eski kitap satar.

Quiero ir a la tienda.

Mağazaya gitmek istiyorum.

Ha ido a la tienda.

O, mağazaya gitti.

¿Esta tienda abre los domingos?

Bu mağaza pazar günleri açık mı?

¿Vienes a la tienda conmigo?

Benimle mağazaya geliyor musun?

Hoy la tienda está cerrada.

Bugün kapalıyız.

La tienda vende diferentes productos.

Dükkan farklı ürünler satmaktadır.

La tienda estaba bastante vacía.

Dükkan oldukça boştu.

Van a agrandar su tienda.

Onlar mağazalarını büyütecek.

La tienda ya está cerrada.

Mağaza zaten kapalı.

Esa tienda está demasiado lejos.

O mağaza çok uzak.

¿Venden cuadernos en esa tienda?

O mağazada dizüstü bilgisayar satıyorlar mı?

¿Irás conmigo a la tienda?

Mağazaya benimle gelecek misin?

Esta tienda solía reciclar papel.

- Bu mağaza sadece geri dönüştürülmüş kâğıt kullanır.
- Bu dükkan yalnızca geri dönüştürülmüş kağıt kullanır.

John fue a la tienda.

John mağazaya gitti.

Esa tienda cierra los lunes.

- Bu dükkân pazartesi günleri kapalı.
- Bu mağaza pazartesileri kapalı.

- ¿A cuántas personas mataron en la tienda?
- ¿Cuántas personas fueron asesinadas en la tienda?

Mağazada kaç kişi öldürüldü?

- ¿Dónde se encuentra la tienda más próxima?
- ¿Dónde se encuentra la tienda más cercana?

En yakın mağazayı nerede bulabilirsin?

Había que ir a una tienda

dükkana gitmen gerekirdi.

Sigue recto y encontrarás la tienda.

Düz gidin ve mağazayı bulacaksınız.

Hay una tienda de flores cerca.

- Yakınlarda bir çiçek mağazası var.
- Yakınlarda bir çiçekçi dükkanı var.

Solía haber una tienda justo aquí.

Burada bir mağaza vardı.

La tienda subió todos los precios.

Mağaza tüm fiyatları yükseltti.

La tienda estaba abarrotada de jóvenes.

Dükkân genç insanlarla doluydu.

Hoy la tienda no está abierta.

- Mağaza bugün açık değil.
- Dükkan bugün açık değil.

Los lunes la tienda está cerrada.

Mağaza Pazartesi günleri kapalıdır.

La tienda ya podría estar cerrada.

Mağaza zaten kapalı olabilir.

La tienda cierra a las siete.

Mağaza yedide kapatır.

La tienda cierra a las once.

Mağaza on birde kapanır.

Se vende azúcar en la tienda.

Onlar mağazada şeker satarlar.

Dos ladrones entraron en una tienda.

İki soyguncu bir mağazaya girdi.

¿Qué compró ella en la tienda?

O, dükkânda ne aldı?

¿Qué compró ella en aquella tienda?

O, o dükkânda ne satın aldı?

Estoy esperando que abran la tienda.

Dükkânın açılmasını bekliyorum.

Lo vi entrar a la tienda.

Onun mağazaya girdiğini gördüm.

¿Dónde está la tienda más cercana?

En yakın mağaza nerede?

Esta tienda no es muy grande.

Bu mağaza çok büyük değil.

Compré una revista en una tienda.

Ben bir mağazadan bir dergi satın aldım.

¿Venden computadoras portátiles en aquella tienda?

O mağazada dizüstü bilgisayar satıyorlar mı?

¿Hay una tienda en este zoológico?

Bu hayvanat bahçesinde bir dükkan var mı?