Examples of using "Tome" in a sentence and their turkish translations:
Oturun.
Oturun.
Bu aspirini için.
Lütfen oturun.
Oturun.
Bir tane daha al.
Aletlerimi kimsenin almayacağını umuyorum.
Onu almasına izin verme.
Bu ilacı öğünler arasında al.
Lütfen bir tane daha al.
Onun arabayı almasına izin verme.
Biraz al.
böylece bir kadın senin yerini alabilir."
Yemeklerden sonra bu ilacı al.
Buyurun oturun.
Moncloa'ya giden trene binin.
Küçük kızı elinden tuttum.
Bu sandalyeyi al. O sağlam.
Her yemekten sonra bu ilacı al.
İstasyonun önünde bir taksiye bindim.
- Lütfen oturun.
- Buyurun oturun.
Başka birinin bu yeri almasına izin vermeyin.
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
Al bunu.
Yağmur yağma ihtimaline karşın yanına bir şemsiye al.
Asla kör bir adamın kolunu tutmayınız. O sizinkini tutsun.
İşte, iç bunu.
Yemeklerden sonra günde dört kez alın.
- İlaç alırken şişe üzerindeki yönergeleri dikkatle izleyin.
- İlaç içerken şişe üzerindeki talimatlara dikkatlice uyun.
Tekrar insanlara önem veren
Anne babam her gece bira içmemi istemezler.
Bunu alın!
hani bir Youtube kanalı açsak videoları çekip koysak
Raftan bir kitap alın.
Sanırım o sorun için sorumluluk almamın zamanıdır.
Oturun, lütfen.
İnsanların ne kadar bira içtiği genelde havaya bağlıdır.
- Her altı saatte bir bu ilacı için.
- Bu ilacı her altı saatte bir al.
- Her altı saatte bu ilacı iç.
Bir kruvasan ye.
- Lütfen yerine otur.
- Lütfen oturun.
Yaz ki unutmayasın.
- Lütfen yerine otur.
- Lütfen otur.
- Lütfen oturun.
Bu kadar uzun sürdüğüne inanamıyorum.
"Beşinci Sokağa nasıl gidebilirim?" "İkinci sokakta sağa dönün, iki blok gidin ve yine sağa dönün."
Yakında vazgeçebilirim ve onun yerine sadece şekerleme yapabilirim.