Examples of using "Paró" in a sentence and their turkish translations:
Her şey durdu.
Müzik durdu.
- Yağmur durdu.
- Yağmur dindi.
- Yağış dindi.
- Yağış kesildi.
- Yağış dindi.
Yağmur durdu.
Ve bununla da kalmadı.
- Otobüs dakikası dakikasına durdu.
- Otobüs tam vaktinde durdu.
O konuşmayı kesti.
- Saat durdu.
- Saat stop etti.
Tom, Mary'yi durdurdu.
O arabayı durdurdu.
Saat durmuş.
Bu araba bankanın önünde durdu.
Neden biri beni durdurmadı?
Sonunda yağmur durdu.
Araba durmadı.
Sigara içmek için durdu.
Saatim durdu.
Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.
Fırtına, treni durdurdu.
Sıranın sonunda durdu.
Yağmur ne zaman durdu?
Bir saat önce kar yağışı durdu.
Tren istasyona girdi.
Otobüs köprünün yakınında durdu.
O, şarkı söylemekten vazgeçti.
Otobüs yolcuları almak için durdu.
O, durdu ve derin bir nefes aldı.
O, sandalyenin arkasında durdu.
Bir taksi bile durmadı.
Tony, kapıda durdu.
İlaç ağrıyı durdurmadı.
O, bir süre orada durdu.
Aynanın önünde durdu.
Kim durdu?
Tom durdu.
İlaç ağrıyı durdurmadı.
O ona yakın durdu.
Tom, Mary'ye yakın durdu.
Otobüs her köyde durdu.
Adam Tom'un sandalyesinin yanında durdu.
O onlarla konuşmak için durdu.
Tom, Mary'nin önünde durdu.
Asansör ikinci katta durdu.
Tom, Mary ve John arasında durdu.
O, uçurumun kenarında durdu.
Aniden otobüs durdu.
O konuşmayı kesti.
Saat durmuş. Yeni bir pil gerekli.
- Tom ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.
- Tom ayağa kalktı ve pencereye gitti.
Tom kalktı ve mutfağa yürüdü.
Radyoaktif bulut, sınırda durdu.
Tren durdu.
Tom yemek yemeyi durdurdu.
O maçı daha iyi görmek için ayağa kalktı.
Gezgin bana yol sormak için durdu.
O, trafik ışığı kırmızıya döndüğü için, arabasını durdurdu.
Mademki yağmur durdu, eve gidebiliriz.
Araba yolun ortasında istop etti.
At durdu ve daha ileriye gitmeyi reddetti.
O, mümkün olduğunca ona yakın durdu.
Yağmur durmasına rağmen rüzgâr hâlâ sert esiyordu.
Yaşlı adam aniden durdu ve geriye baktı.
- O, aniden konuşmayı kesti.
- Bir anda dut yemiş bülbüle döndü.
Araba tamamen hareketsiz durdu.
O beni karşılamak için sandalyesinden kalktı.
Gazete okumayı bıraktı.
Saatim durmuştu, bu yüzden saati bilmiyordum.
Tom kalktı ve ofisin dışında Mary'yi izledi.
Ağaç büyümeyi durdurdu.
Yağmur yağışı durdu.
O onlarla konuşmak için durdu.
Tom niçin durmadı?
O, bir centilmen gibi kalktı ve koltuğunu ona teklif etti.
O, mahkemede yargıç ve jüri önünde durdu.
Tom ağlamayı durdurdu.
Tom orada öylece durup Mary'nin aynada kendisine bakmasını izliyordu.
Fransa'nın kalecisi yere daldı ve Ronaldo'nun atışını kurtardı.
Tom fren pedalına bastı ve durdu.
Tom her zamanki yerine parketti.
Tam o anda, otobüs durdu.
Birdenbire, bir adam onların önüne doğru yürüdü.