Examples of using "Enfadar" in a sentence and their turkish translations:
Onu kızdırdım.
Beni kızdırmak istemezsin.
Beni kızdıramazsın.
Sizi kızdırmak çok hoşuma gidiyor.
Tom, Mary'yi kızdırdı.
Tom öfkeli olacak.
Bu cevap onu kızdırdı.
Onun davranışı polisi kızdırdı.
Tom'u üzmek istemiyorduk.
Bu cevap onu kızdırdı.
Onun söylediği bizi öfkelendirdi.
Bu Theodore Roosevelt'i kızdırdı.
Tom, Mary'yi kızdırmamalıydı.
Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
Patron bana kızacak.
O beni kızdırıyor.
Tom'un niyeti Mary'yi kızdırmak değildi.
Onu kızdıracak bir şey söylemedi.
Yapmak istemediğin şey Tom'u kızdırmak.
Bir şey söylemedim, bu durum onu kızdırdı.
Tom'u kızdırmayacağından emin olmalısın.
Hiçbir şey söylemedi, bu durum onu kızdırdı.
Arkadaşlarımın burada olmamaları beni rahatsız ediyor.
Beni kızdırma. Kızgın olduğumda beni sevmezsin.
O, telefonda beni o kadar kızdırdı ki telefonu yüzüne kapattım.
Bir bakıma dediğin doğru, ama onu kızdırdı.
Kızmayacağına söz verirsen söylerim.
Çocuklar can sıkıcı öğretmenlerden nefret ederler.
Tom seninle konuştuğumu öğrenirse üzülecek.
O, onu kızdıracak bir şey söylemedi.
Sinirlenmemek için dikkatli olmalısın.