Translation of "Disculpas" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Disculpas" in a sentence and their turkish translations:

- Acepto tus disculpas.
- Acepto sus disculpas.

Özürlerini kabul ediyorum.

Pedimos disculpas.

- Özür dileriz.
- Özür diliyoruz.

Deberías pedirle disculpas.

Ona özür dilemelisin.

Él pidió disculpas.

O bir özür diledi.

Debo pedirle disculpas.

Ben ona özür dilemeliyim.

Acabé pidiendo disculpas.

Neticede özür dilemiştim.

- Deberías pedir disculpas.
- Deberías pedir perdón.
- Deberían pedir disculpas.

Özür dilemelisin.

Tengo que pedir disculpas.

Özür dilemek zorundayım.

Pido disculpas por eso.

Onun için özür dilerim.

Tom le pidió disculpas.

Tom ondan özür diledi.

No aceptó mis disculpas.

O, benim özrümü kabul etmedi.

¿Por qué te disculpas?

Neden özür diliyorsun?

¿Por qué debería pedirte disculpas?

Niçin size özür dilemeliyim?

Pido disculpas por el retraso.

Gecikme için özür dilerim.

Pido disculpas. Fue mi error.

Özür dilerim. O benim hatamdı.

Tom quiere que pida disculpas.

Tom özür dilememi istiyor.

Deberías pedirle disculpas a Mary.

Mary'den özür dilemen gerekir.

Disculpas por lo de ayer.

Dün hakkında çok üzgünüm.

Debo pedir disculpas a Ann.

Ann'e özür dilemeliyim.

Voy a devolver mis disculpas.

Özrümü geri alıyorum.

- Deberías pedir disculpas.
- Deberías pedir perdón.

- Özür dilemelisin.
- Senin özür dilemen gerekir.

Tom debería pedirle disculpas a Mary.

Tom'un Mary'den özür dilemesi gerekir.

Disculpas a todos por llegar tarde.

Gecikmeden dolayı hepinizden özür dilerim.

Le pido disculpas por la interrupción.

Kesinti için sizden özür diliyorum.

Andá a pedirle disculpas a Tom.

Git ve Tom'dan özür dile.

Pido disculpas por lo que dije.

Söylediğim için özür dilerim.

¿Por qué no nomás te disculpas?

Neden şimdi özür dilemiyorsun?

No vine aquí a pedir disculpas.

Buraya özür dilemek için gelmedim.

Pido disculpas por haberles causado problemas.

Sizi rahatsız ettiğim için çok üzgünüm.

Siempre deberías pedir disculpas en persona.

Her zaman bizzat özür dilemelisin.

Pido disculpas por haberte molestado así.

Sizi böyle rahatsız ettiğim için özür dilerim.

- Vinimos a pedir disculpas.
- Vinimos a pedir perdón.
- Veníamos a pedir disculpas.
- Veníamos a pedir perdón.

Özür dilemeye geldik.

Por favor, acepta nuestras más sinceras disculpas.

Lütfen yürekten özürlerimizi kabul edin.

Ya es muy tarde para pedir disculpas.

Özür dilemek için şimdi çok geç.

Tom debería haberle pedido disculpas a Mary.

Tom, Mary'den özür dilemeliydi.

Te pido disculpas por no haberte escrito antes.

Size daha önce yazmadığım için özür dilerim.

A veces es demasiado tarde para pedir disculpas.

Bazen özür dilemek için çok geçtir.

Quisiera pedir disculpas en nombre de mi hijo.

Oğlum adına özür dilemek istiyorum.

Pido disculpas por la demora en enviar la agenda.

Toplantı gündemini göndermedeki gecikme için özür dilerim.

- Pido disculpas por el retraso.
- Perdón por la tardanza.

Gecikme için özür dilerim.

Por favor, acepte mis sinceras disculpas por mi impertinencia.

Lütfen benim saygısızlığım için içten özürlerimi kabul edin.

Tom no tiene intenciones de pedirle disculpas a Mary.

Tom'un Mary'den özür dilemeye niyeti yok.

Al haber hecho algo malo debes pedir disculpas de inmediato.

Yanlış yaptığınızda hemen özür dilemek zorundasınız.

Si te disculpas, por supuesto que te voy a ayudar.

Özür dilersen tabii ki sana yardım ederim.

- Debo pedir disculpas a Ann.
- Tengo que disculparme con Ann.

Ann'e özür dilemeliyim.

Él pidió disculpas por su conducta, pero ella no lo perdonaría.

O, kabalığı için özür diledi fakat o onu affetmedi.

- Tienes que disculparte.
- Deberías pedir disculpas.
- Deberías pedir perdón.
- Deberías excusarte.

Özür dilemelisin.

Él le pidió disculpas al profesor por haber llegado tarde a la escuela.

O, okula geç geldiği için öğretmenden özür diledi.

- Te pido disculpas por no haber respondido inmediatamente.
- Discúlpame por no haberte respondido en el momento.

Hemen cevap vermediğim için özür dilerim.

- Tom besó a Mary y le pidió perdón.
- Tom besó a Mary y se disculpó.
- Tom besaba a Mary y le pedía disculpas.

Tom Mary'yi öptü ve özür diledi.