Translation of "Deberían" in Turkish

0.024 sec.

Examples of using "Deberían" in a sentence and their turkish translations:

Deberían quedarse.

Onlar kalmalı.

¿Qué deberían hacer?

Peki ne yapmalısın?

Deberían sentirse mal

kötü hissetmelisiniz

Todos deberían irse.

Herkes gitmeli.

Ellos deberían demandarte.

Onlar sana dava açmalı.

Ellos deberían demandarle.

Onlar ona dava açmalı.

¿Cuánto deberían obtener?

Ne kadar almalılar.

Ellos deberían saberlo.

Onlar onu biliyor olmalı.

Ellos deberían pagarme.

- Onlar bana ödeme yapmalılar.
- Onlar bana para vermeliler.

¿Qué deberían construir?

Onların ne inşa etmeleri gerekir?

¿Con quién deberían hablar?

Onlar kiminle konuşmalı?

Los hombres deberían trabajar.

Erkekler çalışmalı.

Deberían agradecérselo a Tom.

Tom'a teşekkür etmeliler.

Deberían echarlos a todos.

Onların hepsi kovulmalı.

Deberían tener más cuidado.

Daha dikkatli olmalıydılar.

Deberían alejarse de ella.

Ondan uzak durmalısınız.

Tus padres deberían saberlo.

Aileniz onu bilmeli.

Deberían montar a caballo.

Ata binmeliler.

Tal vez ya deberían saberlo.

Belki de biliyor olmanız gerekiyor.

Y Uds. también deberían negarse.

Bunu siz de yapmalısınız.

Estas personas deberían ser esterilizadas.

- Bu kişiler, sterilize edilmelidir.
- Bu kişiler kısırlaştırılmalıdır.

Deberían alejarse de aquel tipo.

O çocuktan uzak durmalısın.

Ellos deberían demandar a Tom.

Onlar Tom'u dava etmeli.

¿Por qué ellos deberían esconderse?

Onlar neden gizlenmeli?

Deberían haber visto la foto.

Resmi görmeliydiniz.

Deberían de respetar nuestros derechos.

Onlar bizim haklarımıza saygı göstermeliler.

Los niños deberían jugar fuera.

Çocuklar dışarıda oynamalılar.

- Deberían quedarse.
- Tenéis que quedaros.

Hepiniz kalmak zorundasınız.

Deberían alejarse de aquella mujer.

O kadından uzak durmalısınız.

Los hermanos no deberían pelearse.

- Kardeşler kavga etmemelidir.
- Erkek kardeşler tartışmamalı.

Sus palabras deberían sostenerte, no derribarte.

Kelimeleri sizi kuvvetlendirmeli, moralinizi bozmamalı.

Deberían crear un sentido de curiosidad.

Kültürel binalar bir merak duygusu uyandırmalıydılar.

Las buenas tradiciones deberían ser preservadas.

İyi geleneklerin korunması gerekir.

Todos deberían traerse su propio almuerzo.

Herkes kendi öğle yemeğini getirmeli.

- Deberías haberte alzado.
- Deberían haberse alzado.

Sen ayağa kalkmalıydın.

Algunas mujeres deberían de vivir eternamente.

Bazı kadınlar ebediyen yaşamalıdırlar.

Los políticos deberían cumplir sus promesas.

Politikacılar sözlerini tutmalı.

¿deberían las personas sanas usarla también?

sağlıklı insanların da maske kullanıp kullanmamaları gerektiği.

Ustedes deberían hacer reparar su coche.

Arabanıza bakım yapmalısınız.

Las ventas deberían duplicarse este año.

Satışlar bu yıl iki katına çıkmalıdır.

¿Qué deberían hacer en esta situación?

Bu durumda ne yapmalılar?

Los vegetarianos no deberían comer fresas.

Vejetaryenler çilek yememeli.

- Deberían tener derecho a decidir por sí mismos.
- Deberían tener derecho a decidir por sí mismas.

Onlar kendileri için karar verme hakkına sahip olmalıdır.

- Los niños deberían beber leche todos los días.
- Los niños deberían tomar leche todos los días.

Çocuklar her gün süt içmeliler.

Que deberían quedarse fuera del control consciente.

yaptığımız işin detaylarını kontrol etmeye çalışırız.

Las noches oscuras deberían facilitar las cosas.

Kara geceler işlerini biraz daha kolaylaştıracaktır.

Las negatividades y ausencias no deberían desanimarnos

Olumsuzluklar ve yokluklar bizi vazgeçirmemeli

Todos deberían ejercer su derecho a voto.

Herkesin oy hakkını kullanması gerekir.

Los estudiantes deberían intentar no llegar tarde.

Öğrenciler geç kalmamaya çalışmalıdır.

Creo que deberían pensar en su futuro.

Sanırım gelecek hakkında düşünmelisin.

Los niños deberían obedecer a la autoridad.

Çocuklar otoriteye boyun eğmelidir.

Deberían meter a Tom en la cárcel.

Tom hapsedilmelidir.

Los pasajeros deberían subir al tren ya.

Yolcular artık trene binmeli.

- Deberíais conocerle.
- Usted debería conocerle.
- Deberían conocerle.

Onunla buluşmalısın.

- Deberías hacerlo inmediatamente.
- Deberían hacerlo sin demora.

Bunu hemen yapmalısın.

- No soy una oración. Deberían borrarme de Tatoeba.
- No soy una oración. Me deberían eliminar de Tatoeba.

Ben bir cümle değilim.Tatoeba'dan silinmiş olmam gerekir.

Ahora, lo que deberían preguntarse a estas alturas

Bu noktada kendinize sormanız gereken soru şu,

¿Saben por qué deberían invertir en su trabajo?

Niye işinize yatırım yapmalılar biliyor musunuz?

Era como si supieran que deberían tener miedo,

Sanki korkmaları gerektiğini bilseler de

Pero eso es exactamente lo que deberían hacer.

Fakat aslında, yapmaları gereken de budur.

Los conductores irresponsables deberían tener retenidas sus licencias.

Kötü sürücülerin ehliyetleri onlardan alınmalıydı.

Ellos también deberían ser justos con los demás.

Onlar da başkalarına adil olmalıdır.

Teoría y práctica deberían ir a la mano.

Teori ve pratik el ele gitmeli.

Esta es una película que todos deberían ver.

Herkesin görmesi gereken bir film bu.

- Deberían alejarse de ella.
- Deberías alejarte de ella.

Ondan uzak durmalısın.

Deberían usarlas, no solo por su propia salud

bu sadece onların kendi sağlıkları için değil,

- Deberías expresar tu opinión.
- Deberían expresar su opinión.

Görüşünü ifade etmelisin.

Los jóvenes deberían ser amables con los mayores.

Gençler yaşlılara karşı kibar olmalılar.

- Deberías unirte a nosotros.
- Deberían unirse a nosotros.

Bize katılmalısın.

- Deberías darle las gracias.
- Deberían darle las gracias.

Ona teşekkür etmen gerekir.

¿Relaciones que duren más de lo que deberían?

Çok uzun süren ilişkiler?

Ellas deberían llegar a eso de las diez.

10:00'a kadar varmaları gerekiyor.

No creo que los niños deberían tomar cerveza.

Çocukların bira içmesi gerektiğini sanmıyorum.

Y deberían desempeñar un papel impulsando la atención quirúrgica.

ve bunun cerrahinin güçlendirilmesinde de bir rolü olmalı.

Los profesores deberían permitir a sus estudiantes desahogarse ocasionalmente.

Öğretmenler bazen öğrencilerinin stres atmasına izin vermeliler.

- Deberías quedarte en la cama.
- Deberían quedarse en cama.

Yatakta kalmalısın.

Ellos no deberían ayudar a Tom, sino a mí.

Onlar Tom'a değil bana yardım etmeliler.

Las arrugas solo deberían indicar donde las sonrisas estuvieron.

Kırışıklıklar sadece gülüşlerin nerede olduğunu göstermelidir.

- Los hombres tienen que trabajar.
- Los hombres deberían trabajar.

Erkekler çalışmalı.

Los estudiantes deberían utilizar los libros de la biblioteca.

Öğrenciler kütüphanedeki kitaplardan yararlanmalıdırlar.

- Deberías pedir disculpas.
- Deberías pedir perdón.
- Deberían pedir disculpas.

Özür dilemelisin.

Pero deberían serlo, y así es como tenemos que regularlas.

Ama olmalılar ve onları bu şekilde düzenlememiz gerekiyor.

Creo que las personas relacionadas con las aduanas deberían perderse

zannediyorum gümrükle bağlantılı kişilerin kaçırması lazım

Los países grandes no deberían abusar de los países pequeños.

Büyük ülkeler küçük ülkelere karışmamalıdır.

Los huevos deberían ser hervidos durante al menos cinco minutos.

Yumurtalar en az beş dakika kaynatılmalıdır.

Las personas deberían ser honestas las unas con las otras.

İnsanlar birbirlerine karşı dürüst olmalı.

No sabían lo que deberían de haber hecho con él.

Onunla ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlardı.

Aquellos que viven en casas de cristal no deberían tirar piedras.

Sırça köşkte oturanlar başkalarına taş atmamalılar.

Los proyectos dañinos para el medio ambiente deberían ser sistemáticamente abandonados.

Çevresel olarak zarar verici projeler sistematik olarak terk edilmelidir.

Ellos no deberían intervenir en los asuntos internos de otro país.

Onlar başka bir ülkenin iç işlerine karışmamalılar.

¿Crees que los padres deberían castigar a sus hijos cuando mienten?

Ebeveynlerin çocuklarını yalan söylediklerinde cezalandırmaları gerektiğini düşünüyor musun?

Ciertamente, creemos que nuestros intereses importan más de lo que deberían

İlgilerimizin aslında olduklarından çok daha önemli olduğunu düşünüyoruz

Deberían haber estado entre el 5º y el 10º de la escuela,

Beş ile onuncu sınıfta olmaları gerekirken

Deberían ir a ver el 37 % de las propiedades en el mercado,

pazarda olan evlerin yüzde 37'sine bakmalı