Examples of using "Dieron" in a sentence and their turkish translations:
Onlar onu bana verdi.
Onlar etrafta yürüdüler.
Onun çabaları meyvesini verdi.
Ben vuruldum.
O bir makbuz aldı mı?
Hedefe vurdular.
O, ölüme terk edildi.
Onlar Allah'a şükrettiler.
Bana yeni bir ceket verildi.
Bizi sıcak karşıladılar.
Onlar konuşmaya son verdiler.
Onlar bize yiyecek çok şey verdi.
O film TV'de gösterilmişti.
Onu ölüme terk ettiler.
Adama ömür boyu hapis cezası verildi.
Bütün çabalarımız sonuçsuz kaldı.
Çabalarım hiç sonuç vermedi.
Ona kaçma fırsatı verdiler.
Tutukluya özgürlüğü verildi.
Tekerlekli patenleri bedavaya aldım.
Onlar kısa bir tatile çıktılar.
Daha polise bildirmediler mi?
Onlar bir dizi konser verdiler.
Birbirleriyle tokalaştılar.
Dün malı görmeden satın aldım.
Fotoğraflar tüm dünyaya yayıldı,
Ama bize gümüş paralar verdiler.
Kadınlar bize yiyecek çok şey verdi.
Onlar beni aldattı.
Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
Eski araban için onlar sana ne kadar verdiler?
Fakat yayılacağını akıl edemediler.
Bu seçimler aslında bizi iki tehlikeli yan etkiyle bıraktı.
Thomas'a babasının adı verildi.
Evlendiğimizde ailem bana bir ev verdi.
Çocuğa büyükbabasının adını verdiler.
Tom'a saldıranlar kişiler onlar.
Eski astronomlar takımyıldızları fark ettiler ve onlara isimler verdiler.
Allen'e çözülmesi imkânsız bir problem verilmişti.
Odadaki herkes rahat bir nefes verdi.
Sonunda onu bulduklarında çok geç olmuştu.
Kız kardeşim benden daha fazla Noel hediyesi aldı.
En sonunda hastaneye götürülüp doğru panzehir verilince,
bize filmde verilen mesaj neymiş
Hem Dan hem de Linda Matt'e teşekkür etti.
Havaalanında buluştuklarında tokalaştılar.
Görünüşe bakılırsa, onların eylemleri işe yaramadı.
Beni sıcak karşıladılar, bu yüzden evimde gibi hissettim.
Kazanamadım ama en azından bir teselli ödülü aldım.
Öğrenciler öğretmenlerine altın bir saat verdi.
Onlar kaybettiklerini anladıklarında vazgeçtiler.
Tom'u döven çocukları tanıyor musun?
Farkına vardılar ki uzak, devasa bir gezegen olmalıydı;
Liderler arasındaki çatışmalar sağlıksız bölgecilikle sonuçlandı.
Neden vazgeçtin?
Onlar onun cenaze töreninde bir tost yaptılar.
Konser biletini ne zaman aldın?
Onlar ona votka katılmış bir bardak portakal suyu verdiler.
Kafaları karışmış gezginler yanlış şehre doğru yöneldiklerini fark ettiler.
Dün televizyonda aynı saatte üç iyi film vardı. Ve onlardan hiçbirini görmedim.
Onlar aniden odanın arkasındaki bir gürültünün farkındaydılar.
Bu geceki konser için bana bir çift bilet verildi. Benimle gitmek ister misin?
Eileen çok iyi bir öğrenciydi. O Syracuse Üniversitesinde okumak için bir burs kazandı.
Viking uzun gemileri ve denizcilik ve denizcilikte ustalık, onlara istedikleri zaman
Tom, Mary ile tokalaştı.
Her birimize üç yüz dolar verildi.