Translation of "Dios" in Turkish

0.044 sec.

Examples of using "Dios" in a sentence and their turkish translations:

Dios, Dios, ¿qué hago?

Tanrım, Tanrım, ne yapmalıyım?

- ¡Oh, Dios mío!
- ¡Dios mío!

- Oh, Tanrım!
- Tanrım!

- ¿Crees en Dios?
- ¿Creen ustedes en Dios?
- ¿Cree usted en Dios?
- ¿Creéis en Dios?

Allah'a inanıyor musun?

- ¿Crees en Dios?
- ¿Creés en dios?

Allah'a inanıyor musun?

- Dios es grande.
- Dios es bueno.

Tanrı büyüktür.

- ¡Por Dios!
- ¡Por el amor de Dios!
- ¡Por amor de Dios!

Tanrı aşkına!

¡Dios, escúchame!

Tanrım, beni dinle!

Dios existe.

Tanrı vardır.

- Sólo Dios lo sabe.
- Sólo Dios sabe.

- Sadece Allah bilir.
- Sadece Tanrı bilir.

- Por Dios.
- Por el amor de Dios.

- Tanrı aşkına.
- Allah aşkına.
- Allah hakkı için.

- Maté a Dios.
- Maté a un dios.

Bir tanrı öldürdüm.

- ¡Dios te oiga!
- ¡Que Dios te oiga!
- ¡Ojalá!

Öyle umut edelim!

- Dios creó el mundo.
- Dios creó el universo.

- Allah dünyayı yarattı.
- Tanrı dünyayı yarattı.

Aquel que ama está en Dios, y Dios en él, pues Dios es amor.

Her kim ki içinde sevgi olsun, o Tanrı'dadır ve Tanrı da ondadır çünkü Tanrı sevginin kendisidir.

- ¡Dios mío! ¿Qué habéis hecho?
- ¡Dios mío! ¿Qué has hecho?
- ¡Dios mío! ¿Qué ha hecho?
- ¡Dios mío! ¿Qué han hecho?

Tanrım, ne yaptın?

Gracias a Dios

Tanrı'ya şükürler olsun,

Oh, Dios mío,

aman Tanrım,

Castigado por dios

Tanrı tarafından cezalandırıldı

Dios bendecido rezando

Çaput bağlanarak Allah'a dua edilir

Dios mío, ¡ayúdame!

Allah'ım bana yardım et!

Dios es malo.

Tanrı kötüdür.

¡Dios danos paciencia!

Ya rab, bize sabır ver!

¡Dios me perdone!

Allah'ım affet beni!

Dios es bueno.

Allah iyidir.

Si Dios quiere...

- İnşallah.
- Kısmetse.
- Allah'ın izniyle.

- ¡Válgame Dios!
- ¡Caramba!

Aman Tanrım!

En Dios confiamos.

Allah'a güveniyoruz.

Maté a Dios.

Tanrıyı öldürdüm.

¡Cálmate, por Dios!

Sakin ol.

Dios es grande.

Tanrı büyüktür.

Sólo Dios sabe.

Sadece Allah bilir.

Dios es infalible.

Allah hatalar yapmaz.

Dios es perfecto.

Allah mükemmeldir.

No sos Dios.

Sen Tanrı değilsin.

Confiá en Dios.

Allah'a güvenin.

Dios te creó.

Sizi Allah yarattı.

¡Dios, dame paciencia!

Tanrım bana sabır ver!

Gracias a Dios.

Allah'a şükür.

Dios es testigo.

- Tanrı şahidim olsun.
- Tanrı benim şahidimdir.

¿Existe un dios?

Tanrı var mı?

Dios mío, Dios mío, ¿por qué me has abandonado?

Tanrım tanrım beni niçin terk ettin?

- ¡Que Dios salve la Reina!
- Que Dios salve la Reina.

- Tanrı, Kraliçe'yi korusun!
- Tanrı kraliçeyi korusun.

- Solo Dios puede ayudarte ahora.
- Solamente Dios puede ayudarte ahora.

Şu an sana sadece tanrı yardım edebilir.

La mano de Dios.

Tanrı'nın eli,

Dios es nuestra fuerza.

Allah bizim gücümüzdür.

Sólo Dios lo sabe.

Sadece Allah bilir.

Dios creó el mundo.

- Allah dünyayı yarattı.
- Tanrı dünyayı yarattı.

Dios, oye mi plegaria.

Tanrı, duamı duy.

Dios creó el universo.

Tanrı evreni yarattı.

Yo creo en Dios.

- Ben Tanrı'ya inanıyorum.
- Ben Allah'a inanıyorum.
- Allah'a inanıyorum.

Nosotros creemos en Dios.

Biz Allah'a inanıyoruz.

¿Qué es un dios?

Bir tanrı nedir?

Dios envió una señal.

Tanrı bir işaret gönderdi.

En efecto, Dios existe.

Gerçekten Tanrı vardır.

Ellos creen en Dios.

- Onlar Tanrı'ya inanırlar.
- Onlar Allah'a inanırlar.

¿Crees en un dios?

Bir tanrıya inanıyor musun?

No creo en Dios.

Tanrıya inanmıyorum.

¡Que Dios te bendiga!

- Tanrı sizi korusun!
- Allah razı olsun!
- Allah gönlüne göre versin!
- Allah senden razı olsun!

¿Quién cree en Dios?

Kim Allah'a inanıyor?

- Gracias a Dios.
- ¡Aleluya!

Elhamdülillah.

Hay un solo Dios.

Sadece bir Allah var.

Dios escuchó mis oraciones.

Tanrı dualarımı duydu.

Tom cree en Dios.

Tom Tanrı'ya inanıyor.

¡Dios, envíanos el sol!

Tanrım, lütfen bize biraz güneş ışığı gönder.

Dios no comete errores.

Tanrı, hata yapmaz.

- ¡Por Dios!
- ¡Santo cielo!

Aman Allahım!

Maté a un dios.

Bir tanrı öldürdüm.

Dios me da felicidad.

- Allah bana mutluluk verir.
- Tanrı bana mutluluk verir.

Lo juro por Dios.

Vallahi billahi.

Pienso, luego Dios es.

- Düşünüyorum, öyleyse Tanrı var.
- Bence bu nedenle Tanrı var.

¿Crees que Dios existe?

Allah'ın var olduğuna inanıyor musun?

¡Dios mío, qué triste!

Aman yarabbi, ne kadar üzücü!

Dios, oye mi súplica.

- Allah'ım, yalvarmamı duy.
- Allah'ım, ricamı işit.

¡Que Dios te ayude!

Tanrı size yardımcı olabilir!

Dios lo ha querido.

Maşallah.

Que Dios nos proteja.

Allah bizi korusun.

He hablado con Dios.

Ben Tanrı ile konuştum.

Dios ama la verdad.

Tanrı gerçeği sever.

- A quien madruga Dios le ayuda.
- A quien madruga, Dios ayuda.

Erken kalkan erken yol alır.

- Gracias a Dios que sobreviví.
- Gracias a Dios que todavía vivo.
- Gracias a Dios que aún estoy vivo.

Tanrıya şükür hayatta kaldım.

No hay más dios que Alá, Mahoma es el mensajero de Dios.

Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.

Que Dios te bendiga. Dios bendiga a los Estados Unidos de América.

Tanrı sizi korusun. Tanrı, Amerika Birleşik Devletleri'ni korusun.