Translation of "Desagradable" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Desagradable" in a sentence and their turkish translations:

Eres desagradable.

Sen nahoşsun.

¡Qué desagradable sorpresa!

Ne tatsız bir sürpriz!

La situación es desagradable.

- Durum çirkin.
- Durum tatsız.

El olor era desagradable.

Koku rahatsız edici idi.

Pienso que Tomás es desagradable.

Sanırım Tom tatsız.

Él es un sujeto desagradable.

O sıkıcı bir adam.

Tuvimos una experiencia desagradable allí.

Orada hoş olmayan bir deneyim yaşadık.

Saben desagradable... ...pero son proteínas, energía.

Tadı oldukça kötü ama... ...iyi protein, iyi enerji.

Saben desagradable... pero son proteínas, energía.

Tadı oldukça kötü, ama... ...İyi protein, iyi enerji.

Discrepar significa desagradable por una razón.

nahoşun hoş olmayan anlamına gelmesinin bir nedeni var.

Esta fruta tiene un olor desagradable.

Bu meyvenin hoş olmayan bir kokusu var.

Tom y Mary tuvieron un divorcio desagradable.

Tom ve Mary kötü bir ayrılma yaşadı.

Ir al colegio en horario punta es cansador y desagradable.

Yoğun saatlerde okula gitmek yorucu ve tatsızdır.

Deberías disfrutar tu vida sin hacer desagradable la vida de los otros.

Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın.

Él trata de ser desagradable. La gente se burla de él, y nadie le alaba.

O sevimsiz olmaya çalışıyor. İnsanlar onunla alay ediyor ve hiç kimse onu övmüyor.

Fue una desagradable sorpresa descubrir que se enfrentaba a todo el poder del Ejército de Bohemia;

Onun olduğunu keşfetmek kötü bir sürpriz oldu Bohemya Ordusu'nun tüm gücüyle karşı karşıya kaldı:

- Sé que será incómodo hablar acerca del accidente.
- Sé que va a ser desagradable hablar acerca del accidente.

Kaza hakkında konuşmanın hoş olmayacağını biliyorum.

Si sabes que va a ocurrir algo desagradable, que irás al dentista por ejemplo, o a Francia, entonces, eso no es bueno.

Hoş olmayan bir şey olacağını biliyorsan, örneğin dişçiye gideceğini, ya da Fransa'ya, öyleyse bu iyi değil.