Examples of using "Tuvimos" in a sentence and their turkish translations:
Şanslıydık.
Bizim gizli bir toplantımız vardı.
Çabucak ayrılmak zorunda kaldık.
Hiç şansımız olmadı.
Durmak zorunda kaldık.
Sınav olduk.
Bizim büyük bir seyircimiz vardı.
Başarılı değildik.
ve sahiden bu sefer şansımız yaver gitti.
Biz de bir ekleme yaptık buna,
bir oyunumuz daha vardı istop
Ne keyifli bir yolculuk yaptık!
Dün bir fırtına yaşadık.
Hızla tepki göstermek zorundaydık.
Biz iyi bir sohbet ettik.
Başka seçeneğimiz yoktu.
Sadece bir şansımız vardı.
Dün gece bir parti verdik.
Biz onu yaparken başarı sağladık.
Sanırım biz şanslıydık.
Biz onun gitmesine izin vermek zorunda kaldık.
Beyin kanaması geçirdik.
Biz harika bir tatil yaptık.
Bir cevabımız yoktu.
Biz planımızdan vazgeçmek zorundaydık.
Biz çok fazla eğlenmedik.
Bu yıl bol karımız vardı.
Bu kış birçok yağmurlu fırtına yaşadık.
Akşam yemeği yemek için neredeyse zamanımız yoktu.
Toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
Çok şiddetli bir tartışma yaptık.
Biz özellikle sert bir kış geçirdik.
Bugün, iki tane yanlış alarmımız vardı.
Orada hoş olmayan bir deneyim yaşadık.
Bu işle kayıplarımız oldu.
Houston, burada bir sorun yaşadık.
Ortak hiçbir şeyimiz yoktu.
Tom'dan yardım almadık.
Bu yıl çok sıcak bir yaz geçirdik.
Annen ve ben bu duyguları yaşadık.
Geçen ay az yağmur yağdı.
Geçen yıl çok yağmur aldık.
Onların ricasına boyun eğmek zorunda kaldık.
O akşam muhteşem bir akşam yemeği yedik.
O gün hava güzeldi.
İsveç'te muhteşem bir tatil yaptık.
Bugün matematikten sınav olduk.
Tom'un gitmesine izin vermek zorunda kaldık.
Dün bir yangın tatbikatı yaptık.
Bu yaz güneşli günümüz çoktu.
Biz bir avukat tutmak zorunda kaldık.
- Gezimizde bir sürü maceramız oldu.
- Yolculuğumuzda bir sürü macera yaşadık.
Şubat ayında kısa bir tatil yaptık.
Dün biyolojide bir sınava girdik.
Bu yaz pek ziyaretçimiz yoktu.
Öğle yemeği için artan yemeklerimiz var.
Yağmur yüzünden maçı iptal etmek zorunda kaldık.
biz de tekrar yapmak zorunda kaldık.
ama bu sefer şansımız yaver gitmedi dostum!
Gitmek istemedik fakat zorunda kaldık.
Oğlunuzla ilgili iyi bir fikrimiz vardı.
şanslıydık savaşı kazandık
Türbulanstan dolayı sert bir uçuş yaptık.
Biz bir kartopu savaşı yaptık.
Kasırgadan dolayı okulumuz yoktu.
Savaş sırasında pek çok acı deneyimlerimiz oldu.
Bu yıl son derece iyi verimimiz vardı.
Dün gece bir deprem yaşadık.
Otobüsü bir süre beklemek zorunda kaldık.
Dün gece polisi aramak zorunda kaldık.
Raporumuzu bitirmek için zamanımız yok.
Mücadelemizin gerektirdiği ekonomik kaynaklara ulaşmak için suç işlemek durumunda kalıyorduk.
Sadece geçen yıl bir çocuğumuz vardı.
O kadar şiddetli yağmur yağıyordu ki gidişimizi ertelemek zorunda kaldık.
Sivrisinekler nedeniyle pencereyi kapatmamız gerekiyordu.
Gezimiz sırasında beklenmedik olaylarımız olmadı.
Hem Tom hem de ben dün gece aynı rüyayı gördük.
Şiiri ezberlemek zorunda kaldık.
Biz insan hakları konusunda kısa bir tartışma yaptık.
Bu aslında kötü bir fikir değildi, sadece şanssızdık.
İlk yönetim kurulu toplantımızı yaptık.
Amerika Birleşik Devletleri'nde Kadın Yürüyüşü yaptık.
Bu yıl geçen yıla oranla daha fazla kar vardı.
Hemen Amerika'ya hareket etmek zorunda kaldık.
Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık.
Bizim nedenlerimiz vardı.
yanıldık ve ana-dil-yok kuralını
Fırtına nedeniyle toplantıyı ertelemek zorundaydık.
- Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu.
- Konuyu ona bırakmaktan başka seçeneğimiz yoktu.
Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
Fırtınadan dolayı evde kalmak zorunda kaldık.
Biz yedi ve yedi buçuk arasında akşam yemeğimizi yeriz.
sohbetle ve Cohh ile cidden bir çoklu oyuncu deneyimi edindik.