Translation of "Sorpresa" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Sorpresa" in a sentence and their turkish translations:

¡Sorpresa!

Sürpriz!

¡Qué sorpresa!

- Ne sürpriz!
- Bu ne sürpriz!

- ¡Qué sorpresa verte por aquí!
- ¡Qué sorpresa verlo aquí!
- ¡Qué sorpresa verle por aquí!

Seni burada görmek ne güzel bir sürpriz!

Fue una sorpresa.

Şaşkındık.

¡Qué sorpresa maravillosa!

Ne harika bir sürpriz!

¡Qué agradable sorpresa!

- Ne güzel bir sürpriz!
- Ne hoş bir sürpriz!

Tengo una sorpresa.

Bir sürprizim var.

Es una sorpresa.

- Bu bir sürpriz.
- O bir sürprizdir.
- Sürpriz!

¡Qué desagradable sorpresa!

Ne tatsız bir sürpriz!

Sería una sorpresa.

O bir sürpriz olacaktı.

¡Qué grata sorpresa!

Ne güzel bir sürpriz!

- ¡Qué sorpresa verte por aquí!
- ¡Qué sorpresa verlo aquí!

Seni burada görmek ne güzel bir sürpriz!

- Tengo una sorpresa para ti.
- Tengo una sorpresa para vos.
- Tengo una sorpresa para ustedes.

- Senin için bir sürprizim var.
- Sana bir sürprizim var.

¡Oh! ¡Qué agradable sorpresa!

Ne kadar garip.

Quiero darle una sorpresa.

Ona sürpriz yapmak istiyorum.

¡Qué sorpresa tan agradable!

Ne mutlu bir sürpriz.

Fue una gran sorpresa.

O büyük bir sürprizdi.

Detesto las fiestas sorpresa.

Sürpriz partilerden nefret ederim.

Es una verdadera sorpresa.

Bu gerçek bir sürpriz.

Quiero que sea sorpresa.

Bunun bir sürpriz olmasını istiyorum.

Fue una sorpresa genial.

Bu harika bir sürprizdi.

¡No es ninguna sorpresa!

Bu sürpriz değil!

- La noticia nos tomó por sorpresa.
- Las noticias nos tomaron por sorpresa.

Haber bizi şaşırttı.

Tomamos al enemigo por sorpresa.

Biz düşmanı gafil avladık.

Esa fue una gran sorpresa.

O büyük bir sürprizdi.

Queremos que sea una sorpresa.

Bunun bir sürpriz olmasını istiyoruz.

Quería que fuera una sorpresa.

Bunun bir sürpriz olmasını istedim.

¿Cuál es la gran sorpresa?

Büyük sürpriz ne?

Me encantan las fiestas sorpresa.

Ben sürpriz partileri seviyorum.

Tengo una sorpresa para ti.

Senin için bir sürprizim var.

Fue una sorpresa de bienvenida.

Bu hoş bir sürprizdi.

No quiero estropear la sorpresa.

Sürprizi bozmayacağım.

No quiero fastidiar la sorpresa.

Sürprizi bozmak istemiyorum.

¡Qué agradable sorpresa verte aquí!

Seni burada görmek ne hoş sürpriz!

- Para mi sorpresa, él suspendió el examen.
- Para mi sorpresa, él reprobó el examen.

Onun sınavda başarısız olması benim için sürpriz oldu.

Los tiburones tienen el elemento sorpresa.

Köpek balıkları sürpriz saldırı yapıyor.

A voluntad, con el elemento sorpresa.

sürpriz unsuru ile vurma yeteneği verdi .

La noticia le pilló por sorpresa.

Haber onu çok şaşırttı.

Tom tiene una sorpresa para ti.

Tom'un senin için bir sürprizi var.

Tenemos una pequeña sorpresa para ti.

Senin için küçük bir sürprizim var.

Él quería que fuera una sorpresa.

O bunun bir sürpriz olmasını istedi.

Quiero que esto sea una sorpresa.

Ben bunun bir sürpriz olmasını istiyorum.

Bueno, eso es una gran sorpresa.

Pekala, bu büyük bir sürpriz.

Tengo una sorpresa especial para ti.

Sana özel bir sürprizim var.

Tengo una sorpresa para vos, Tom.

Senin için bir sürprizim var, Tom.

Un trueno me tomó por sorpresa.

Bir gök gürültüsü beni afallattı.

- Quiero sorprenderlo.
- Quiero darle una sorpresa.

Ona sürpriz yapmak istiyorum.

A Tom lo tomaron por sorpresa.

- Tom hazırlıksız yakalandı.
- Tom gafil avlandı.
- Tom hazırlıksız yakalanmıştı.

Dan tiene una sorpresa para Linda.

Dan'ın Linda için bir sürprizi var.

Tom tiene una sorpresa para Mary.

Tom'un Mary için bir sürprizi var.

¡Qué sorpresa tan agradable verte aquí!

Seni burada görmek ne hoş sürpriz!

Ella quería que fuera una sorpresa.

Onun bir sürpriz olmasını istemişti.

Baibars tomó a los mongoles por sorpresa.

Baybars Moğolları hazırlıksız yakalamıştı.

Pero está por recibir una visita sorpresa.

...ama sürpriz bir ziyaretçisi var.

Para mi sorpresa, la puerta estaba abierta.

Şaşırdım, kapı açıktı.

Nuestro ejército tomó el reino por sorpresa.

Ordumuz krallığa baskın yaptı.

Él vio la sorpresa en mi cara.

O, yüzümdeki şaşkınlığı gördü.

El amor es la sorpresa más bella.

Aşk en güzel sürprizdir.

Tom fue incapaz de disimular su sorpresa.

Tom şaşkınlığını gizleyemedi.

Tengo una gran sorpresa para ti, Tom.

Senin için büyük bir sürprizim var, Tom.

La muerte de Tom vino de sorpresa.

Tom'un ölümü bir sürpriz olarak geldi.

La tormenta tomó a todos por sorpresa.

- Fırtına herkesi gafil avladı.
- Fırtına herkesi hazırlıksız yakaladı.

Nos damos cuenta, para nuestro alivio y sorpresa,

görüyoruz ki meğerse,

Y me llevé la sorpresa de mi carrera.

ve kariyerimin şokunu yaşadım.

Fue una gran sorpresa qué fueran tan pocos.

Bu sayının çok küçük olması aslında büyük sürpriz.

Esto toma toalmente por sorpresa a los romanos.

Bu olay zaferden emin olan Romalılara tamamen sürpriz oldu.

Para mi sorpresa, él se ganó el premio.

Benim için sürpriz oldu, o, ödülü kazandı.

Para mi sorpresa, ella hablaba muy bien inglés.

Benim için sürpriz oldu, o çok iyi İngilizce konuştu.

Para nuestra sorpresa, la predicción de ella acertó.

Bize sürpriz oldu, onun tahmini gerçekleşti.

Eso no es ninguna gran sorpresa, ¿o sí?

Bu pek sürpriz sayılmaz, değil mi?

Para nuestra sorpresa, se fue solo a Brasil.

Bizim için sürpriz oldu, o Brezilya'ya tek başına gitti.

Tom está planeando una fiesta sorpresa para Mary.

Tom Mary için bir sürpriz parti planlıyor.

Para nuestra sorpresa, él ganó el gran premio.

Bizim için sürpriz oldu, o büyük ödülü kazandı.

Y, aún así, descubrimos, para nuestro alivio y sorpresa,

tuhaf olan şu, meğerse görüyoruz ki

Para mi sorpresa, el antropólogo fue acusado de asesinato.

Benim için sürpriz oldu, antropolog cinayetle suçlandı.

Las noticias sobre su divorcio fueron una gran sorpresa.

Onun boşandığı haberi büyük bir sürprizdi.

Para mi sorpresa, se casó con una actriz guapísima.

Benim için sürpriz oldu, o çok güzel bir aktrisle evlendi.

Cuando llegué a casa me esperaba una pequeña sorpresa.

Eve vardığım zaman beni küçük bir sürpriz bekliyordu.

Recibir un regalo de ti fue una sorpresa inesperada.

Sizden bir hediye almak beklenmedik bir sürprizdi.

Para mi sorpresa, él no sabía usar el diccionario.

Şaşırdım, o, sözlüğü nasıl kullanacağını bilmiyordu.

Tom arruinó la sorpresa al hablar de la fiesta.

Tom parti hakkında konuşarak sürprizi bozdu.

La respuesta de Tom tomó a todos por sorpresa.

Tom'un cevabı herkesi şaşırttı.

Para mi sorpresa, ella no pudo contestar a la pregunta.

Benim için sürpriz oldu, o, soruyu cevaplayamadı.

Para nuestra sorpresa, Tom vino con Mary a nuestra fiesta.

- Bizim için sürpriz oldu, Tom Mary ile bizim partiye geldi.
- Sürpriz oldu, Tom partimize Mary ile birlikte geldi.
- Şu işe bak ki Tom bizim partiye Mary'yle geldi.
- Bize sürpriz oldu, Tom Mary ile partimize geldi.

A mi sorpresa, el connotado psicólogo fue acusado de secuestro.

Benim için sürpriz oldu, ünlü psikolog çocuk kaçırmakla suçlandı.

Tom supo acerca de la fiesta sorpresa desde un principio.

Tom başından beri sürpriz parti hakkında biliyordu.

Tom organizó una fiesta sorpresa para el cumpleaños de María.

Tom Mary'ye sürpriz bir doğum günü partisi yaptı.

¿Le has mencionado a alguien acerca de la fiesta sorpresa?

Sürpriz partiden kimseye bahsettin mi?

¡Ya llegan! No muevas un músculo o arruinarás la sorpresa.

Geliyorlar! Kılını kıpırdatma yoksa sürpriz berbat olacak.

Tom está planeando una fiesta de cumpleaños sorpresa para Mary.

Tom Mary için bir sürpriz parti düzenliyor.

Los cartagineses, aunque tomados por sorpresa, tienen confianza en sus barcos.

Kartacalılar, hazırlıksız yakalanmış olsalar da, gemilerinden gayet eminler.

Pero ¿qué hay de un ninja pelirrojo, un maestro del ataque sorpresa?

Peki ya sürpriz saldırıların ustası, kızıl bir ninja ne yapacak?

La clave de pescar así es atrapar a los peces por sorpresa.

Zıpkınla balık avlamanın anahtarı, balıkları şaşırtmaktır.