Translation of "Dejaré" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Dejaré" in a sentence and their turkish translations:

- Pararé.
- Lo dejaré.

Durduracağım.

Te dejaré decidir.

Karar vermene izin vereceğim.

Te dejaré ir.

Gitmene izin vereceğim.

Dejaré la escuela.

Okuldan ayrılacağım.

- No dejaré que lo hagas.
- No te dejaré hacerlo.

Senin bunu yapmana izin vermeyeceğim.

- Te dejaré ver eso.
- Te dejaré que veas eso.

Buna bakmana müsaade edeceğim.

No te dejaré escapar.

Kaçmana izin vermeyeceğim.

No dejaré que suceda.

Bunun olmasına asla izin vermem.

Dejaré ir a Tom.

Tom'un gitmesine izin vereceğim.

No te dejaré atrás.

Seni arkada bırakmayacağım.

No te dejaré ir.

Gitmene izin vermeyeceğim.

- Te dejaré quedarte una noche.
- Dejaré que te quedes una noche.

Bir gece kalmana izin vereceğim.

Dejaré eso para más adelante.

Bu konuda bir erteleme bileti alacağım.

Te dejaré en la estación.

Seni arabayla İstasyona bırakacağım.

Te lo dejaré a ti.

Onu sana bırakıyorum.

Te dejaré quedarte una noche.

Seni bir geceliğine misafir edeceğim.

Dejaré de fumar para siempre.

Tekrar geri başlamamak üzere sigara içmeyi bırakacağım.

Está bien, te dejaré sola.

Tamam, seni yalnız bırakırım.

- Te dejaré libre.
- Te liberaré.

- Seni serbest bırakacağım.
- Seni azat edeceğim.

Te dejaré volver al trabajo.

İşe geri dönmene izin vereceğim.

No dejaré que me chantajeen.

Bana şantaj yapılmayacak.

Os lo dejaré a vosotros.

Onu size bırakacağım.

Nunca te dejaré de querer.

Seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim.

No dejaré esta casa voluntariamente.

Ben bu evi gönüllü olarak terk etmeyeceğim.

Lo dejaré a tu elección.

Onu size bırakacağım.

Dejaré que te quedes una noche.

Bir gece kalmana izin vereceğim.

Te lo dejaré todo a ti.

Her şeyi sana bırakacağım.

No significa que dejaré de hacerlo.

Bu, o hareketi yapmayacağım anlamına gelmiyor.

No dejaré que nadie te lastime.

- Kimsenin seni incitmesine izin vermeyeceğim.
- Sizi kimsenin incitmesine izin vermeyeceğim.

No te preocupes. Nunca te dejaré.

Endişelenme. Seni asla terk etmeyeceğim.

No dejaré que nada te suceda.

Sana bir şey olmasına izin vermeyeceğiz.

- Nunca te dejaré.
- Nunca te abandonaré.

Seni asla terk etmeyeceğim.

Te dejaré esa decisión a ti.

O kararı sana bırakacağım.

¿Cuándo dejaré de ser una carga?

Bir yük olmayı ne zaman durduracağım?

Yo a ti no te dejaré.

Seni terk etmeyeceğim.

Me dejaré ese libro para mí.

Ben bu kitabı kendim için ayıracağım.

Te prometo que nunca te dejaré.

Seni asla terk etmeyeceğime sana söz veriyorum.

No te dejaré escapar de aquí.

Burada kaçmana izin vermeyeceğim.

Si necesitas un bolígrafo, te dejaré uno.

Bir kaleme ihtiyacınız varsa, size bir tane ödünç veririm.

Quienquiera que venga, no lo dejaré entrar.

Kim gelirse gelsin, içeri girdirmeyeceğim.

Si te vas, no te dejaré entrar más.

Dışarı çıkarsan, bir daha içeri girmene izin vermeyeceğim.

Lo dejaré diez minutos, el humo llenará la cueva,

ve sonra 10 dakika kadar bekleyeceğiz, duman mağarayı dolduracak

Te dejaré a ti todo lo de la fiesta.

Parti hakkındaki her şeyi sana bırakacağım.

Te doy mi palabra de que dejaré de fumar.

Sigara içmeyi bırakacağıma söz veriyorum.

Cuando vaya al trabajo, dejaré este paquete en casa de Jones.

Ben işe giderken, bu paketi Jones'ın evine bırakacağım.

- Te dejaré el resto a ti.
- Te dejo el resto a ti.

Geriye kalanını sana bırakacağım.

- No permitiré a nadie que lo haga.
- No dejaré que nadie lo haga.

Bunu kimsenin yapmasına izin vermeyeceğim.

- Voy a dejar los maletines en la habitación de Tom.
- Dejaré los maletines en la habitación de Tom.

Valizleri, Tom'un odasına koyacağım.

- No tengo mucho tiempo, así que me dejaré caer por un restaurante de comida rápida.
- No tengo mucho tiempo, así que voy a pasar por un restaurante de comida rápida.

Çok vaktim yok, bu yüzden bir fast-food restorana uğrayacağım.