Examples of using "Dejan" in a sentence and their turkish translations:
Sürekli uzayan dişler.
Lütfen bizi yalnız bırakır mısın?
"Başvuru yapmama izin vermiyorlar."
ulaşımda ise kimyasal izler bırakıyorlar
Ebeveynlerim oraya gitmeme izin verdi.
Perdeleri açık bıraktıkları zamanı seviyorum.
Bazı insanlar sigara içmeyi bıraktıklarında kilo alır.
''Avukatlar bunu söylememize izin vermiyor'' dediler.
fakat yinede ölen karıncayı orada bırakmıyorlar
Ağaçlar onun ormanı görmesine izin vermezler.
Onlar kimsenin özel izni olmadan girmesine izin vermezler.
Hayvanlar çok küçük kafeslerde tutuluyor.
Yani genler baskılandığında veya iltihaplandığında,
zaman içinde yaptıkları kazılar dev çukurlar oluşturmuş.
Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.
kendilerinden çok daha iyi bir grup insan bırakarak gidenlerdir.
arkadan gelenler de yalnız, kimyasal izler bırakıyorlar
bir süre sonra karıncalar bu yuvalarını terk ediyor
Bu bölgedeki yıllık yağışlar her şeyi ıslatıyor.
daha iyi olacağına gerçekten ikna edebilecek miyim.
ve konuklar arasındaki etkileşimin nasıl işleyeceğini şansa bırakır.
Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.
Tom, ebeveynlerinin istediğini yapmasına izin verdiğini söyledi.
Merkezde ki dört gemi daha işlevsiz kalıyor ve kürekleri parçalanmış bir şekilde akıntıyla sürükleniyorlar.
En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.
Vlad'ın görüşününe göre, onlar daha iyi bir öteki dünya için dünyevi acılara maruz bırakıldılar
Hayat aldığımız nefes sayısıyla ölçülmez fakat nefesimizi kesen anlarla ölçülür.
Bıçağını ödünç alabilir miyim?
Silgini ödünç alabilir miyim?