Translation of "Dejan" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Dejan" in a sentence and their turkish translations:

Nunca dejan de crecer.

Sürekli uzayan dişler.

¿Nos dejan solos, por favor?

Lütfen bizi yalnız bırakır mısın?

"No me dejan presentar la solicitud".

"Başvuru yapmama izin vermiyorlar."

En el transporte, dejan rastros químicos.

ulaşımda ise kimyasal izler bırakıyorlar

Mis padres me dejan ir allí.

Ebeveynlerim oraya gitmeme izin verdi.

Amo cuando dejan las cortinas abiertas.

Perdeleri açık bıraktıkları zamanı seviyorum.

Algunas personas engordan cuando dejan de fumar.

Bazı insanlar sigara içmeyi bıraktıklarında kilo alır.

O, "Nuestros abogados no nos dejan decirte eso".

''Avukatlar bunu söylememize izin vermiyor'' dediler.

Pero todavía no dejan la hormiga muerta allí

fakat yinede ölen karıncayı orada bırakmıyorlar

Los árboles no le dejan ver el bosque.

Ağaçlar onun ormanı görmesine izin vermezler.

No dejan entrar a nadie sin permiso especial.

Onlar kimsenin özel izni olmadan girmesine izin vermezler.

Dejan a los animales en jaulas muy pequeñas.

Hayvanlar çok küçük kafeslerde tutuluyor.

Entonces, cuando los genes dejan de regularse o inflamarse,

Yani genler baskılandığında veya iltihaplandığında,

Con el tiempo, sus excavaciones dejan estos grandes hoyos.

zaman içinde yaptıkları kazılar dev çukurlar oluşturmuş.

Sin luz solar, las algas dejan de producir oxígeno.

Güneş ışığı olmayınca yosunlar oksijen üretmeyi bırakıyor.

dejan un conjunto de gente que los supera ampliamente.

kendilerinden çok daha iyi bir grup insan bırakarak gidenlerdir.

Los que vienen de atrás también dejan huellas químicas

arkadan gelenler de yalnız, kimyasal izler bırakıyorlar

Después de un tiempo, las hormigas dejan estos nidos

bir süre sonra karıncalar bu yuvalarını terk ediyor

Las fuertes lluvias anuales en esta región dejan todo húmedo.

Bu bölgedeki yıllık yağışlar her şeyi ıslatıyor.

De que también estarían mucho mejor si dejan las redes sociales.

daha iyi olacağına gerçekten ikna edebilecek miyim.

Y dejan la interacción entre personas en gran medida al azar,

ve konuklar arasındaki etkileşimin nasıl işleyeceğini şansa bırakır.

Los ojos cubiertos de piel y de pelaje la dejan ciega.

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

Tom dice que sus padres le dejan hacer lo que él quiera.

Tom, ebeveynlerinin istediğini yapmasına izin verdiğini söyledi.

Se paralizan 4 barcos más al centro y se dejan a la deriva con sus remos destrozados.

Merkezde ki dört gemi daha işlevsiz kalıyor ve kürekleri parçalanmış bir şekilde akıntıyla sürükleniyorlar.

Que suben y bajan hasta 16 metros. A medida que las mareas retroceden, dejan piscinas de roca.

En yüksek ve en alçak seviyelerinin arasındaki fark 16 metreyi bulabilir. Gelgitler çekilirken arkalarında kayalık havuzları bırakır.

En la opinión de Vlad, ellos "dejan los sufrimientos terrenales para una mejor vida en el más alla".

Vlad'ın görüşününe göre, onlar daha iyi bir öteki dünya için dünyevi acılara maruz bırakıldılar

La vida no se mide por las veces que respiramos, sino por aquellos momentos que nos dejan sin aliento.

Hayat aldığımız nefes sayısıyla ölçülmez fakat nefesimizi kesen anlarla ölçülür.

- ¿Me prestas tu cuchillo?
- ¿Me dejas tu navaja?
- ¿Me dejáis vuestra navaja?
- ¿Me deja su navaja?
- ¿Me dejan su navaja?

Bıçağını ödünç alabilir miyim?

- ¿Me dejas la goma?
- ¿Me dejáis la goma?
- ¿Me deja la goma?
- ¿Me dejan la goma?
- ¿Me prestas tu borrador?
- ¿Me prestas tu goma de borrar?

Silgini ödünç alabilir miyim?