Examples of using "Cruzó" in a sentence and their turkish translations:
Sokağın karşısına geçti.
O, nehri geçti.
Tom caddeyi yürüyerek geçti.
O, sokağı geçti.
O bacak bacak üstüne attı.
Tom şans diledi.
Tom nehrin karşısına geçti.
Küçük köpek yolu geçti.
Köpek yürüyerek caddeyi geçti.
O, diğer tarafa geçti.
Tom kollarını kavuşturdu.
Ann nehrin karşı tarafına yüzdü.
Bir sıçan yolu koşarak geçti.
Oturdu ve ayak ayak üstüne attı.
Tom Fransa'ya giden sınırı geçti.
O, düdüğü duyduğunda caddeyi geçti.
Yaşlı adam yolu dikkatlice yürüyerek geçti.
Pasifik Okyanusu'nu otuz günde geçti.
Sokağın karşısına geçti.
Küçük erkek kardeşim oturma odasında çırılçıplak koştu.
Masséna Portekiz sınırını geçti ve Almeida'yı kuşattı
Düşman süvarisi, bilinmeyen bir geçit yoluyla nehri geçti.
Tom Mary'nin evine gitmek için nehri geçti.
Parkta yürürken eski arkadaşına rastladı.
Niemen Nehri'ni Haziran ayında geçtiğinde, askerleri o kadar iyi ortaya çıktı
- Bu benim aklımdan geçmemişti.
- Bu benim aklıma gelmedi.
belki 100 tane kabuk ve taşı toplamış, kollarını da savunmasız kafasının üzerine doğru katlıyor.