Translation of "Cancelar" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Cancelar" in a sentence and their turkish translations:

¿Puedes cancelar?

İptal eder misin?

¿Debería cancelar la llamada?

Çağrıyı iptal etmeme gerek var mı?

¿Quieres cancelar la reunión?

Toplantıyı iptal etmek ister misin?

Necesito cancelar mi suscripción.

Aboneliğimi iptal etmem gerekiyor.

¿Podría cancelar mi reservación?

Rezervasyonumu iptal eder misiniz?

Queremos cancelar nuestra reserva.

Rezervasyonumuzu iptal ettirmek istiyoruz.

Tenemos que cancelar la reunión.

Biz toplantıyı iptal etmek zorundayız.

Tom necesita cancelar su vuelo.

Tom'un uçuşunu iptal etmesi gerekiyor.

No hay nada que cancelar.

İptal edecek bir şey yok.

Voy a cancelar la reunión.

Toplantıyı iptal edeceğim.

Jack decidió cancelar la reserva.

Jack rezervasyonları iptal etmeye karar verdi.

- Lamento cancelar la cita a última hora.
- Lamento cancelar la reunión a última hora.

Ben son dakikada randevuyu iptal ettiğim için üzgünüm.

Él tuvo que cancelar la deuda.

Borcu silmek zorunda kaldık.

Veamos si podemos cancelar la reunión.

Toplantıyı iptal edebilir miyiz bir görelim.

Debo cancelar mi viaje a Los Ángeles.

Los Angeles gezimi iptal etmeliyim.

Tenemos que cancelar nuestro viaje a Japón.

Japonya'ya seyahatimizi iptal etmeliyiz.

Debo cancelar el viaje a Los Angeles.

Los Angeles'a olan geziyi iptal etmeliyim.

Tom estaba a favor de cancelar la misión.

Tom görevin durdurulmasından yanaydı.

- Tengo que anular.
- Tengo que suspenderlo.
- Debo cancelar.

İptal etmeliyim.

Discutimos acerca de si debíamos cancelar la reserva.

Rezervasyonu iptal etmemizin gerekip gerekmediğini tartıştık.

Una repentina enfermedad la forzó a cancelar su cita.

Ani bir hastalık onu randevusunu iptal etmeye zorladı.

- Me gustaría anular mi reserva.
- Desearía cancelar mi reserva.

Rezervasyonumu iptal ettirmek istiyorum.

- Tom quiere cancelar el casamiento.
- Tom quiere suspender el matrimonio.

Tom evliliği iptal etmek istiyor.

Siento mucho tener que cancelar nuestra cita del veintisiete de febrero.

Çok üzgünüm ama 27 şubattaki randevumuzu iptal etmek zorundayım.

Pero cancelar la esperanza era contrario a todo en lo que creíamos.

Ama umudu iptal etmek, inandığımız her şeye aykırıydı.

Tuvimos que cancelar la reunión de mañana debido a un problema de horarios.

Programda problem olduğu için yarının toplantısını iptal etmek zorunda kaldık.

- Tuvimos que cancelar el juego por la lluvia.
- Tuvimos que suspender el juego por la lluvia.

Yağmur yüzünden maçı iptal etmek zorunda kaldık.