Translation of "Llamada" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Llamada" in a sentence and their turkish translations:

¡Última llamada!

Son siparişler!

Recibí una llamada.

bir telefon geldi.

llamada atenuación magnética.

manyetik zayıflaşma adı verilir.

Hagamos una llamada.

Bir telefon görüşmesi yapalım.

Espero una llamada.

Bir telefon bekliyorum.

¿Debería cancelar la llamada?

Çağrıyı iptal etmeme gerek var mı?

La llamada es gratis.

Arama ücretsizdir.

Necesito hacer una llamada.

- Telefon görüşmesi yapmam gerekiyor.
- Bir telefon araması yapmam gerekiyor.

Necesito hacer otra llamada.

Başka bir arama yapmalıyım.

Estoy esperando una llamada.

Bir telefon görüşmesi bekliyorum.

Debo hacer una llamada.

Bir çağrı yapmalıyım.

Estoy esperando su llamada.

Onun telefon aramasını bekliyorum.

Quisiera hacer una llamada.

Bir çağrı yapmak istiyorum.

Y contestó a mi llamada.

ve çağrımı geri çevirmedi.

"Tiene una enfermedad llamada vitiligo

"Hastalığının adı vitiligo.

Enlace a esta llamada o

bu görüşmenin linkini veya

Hizo una computadora llamada Macintosh

Macintosh adında bir bilgisayar yaptı

Quisiera hacer una llamada telefónica.

Bir telefon görüşmesi yapmak istiyorum.

Quiero hacer una llamada telefónica.

Ben bir telefon görüşmesi yapmak istiyorum.

¿Puede alguien atender esa llamada?

Biri o telefon görüşmesini kabul edebilir mi?

Tom esta esquivando mi llamada

Tom aramalarımı geçiştiriyor.

Necesito hacer una llamada telefónica.

Benim bir telefon konuşması yapmam gerekiyor.

Él está esperando una llamada.

O bir telefon görüşmesi bekliyor.

Espero una llamada de Tom.

Tom'dan telefon bekliyorum.

Solo estoy esperando una llamada.

Ben sadece bir çağrı bekliyorum.

Luego le devolveré la llamada.

Onu daha sonra tekrar arayacağım.

Hay una llamada para ti.

Senin için bir çağrı var.

Recibí una llamada de él.

Ondan bir çağrı aldım.

Esta es la última llamada.

Bu son çağrı.

¿Sabes quién contestó la llamada?

Kimin çağrı aldığını biliyor musunuz?

Recibí una llamada de Tom.

Tom'dan bir telefon çağrısı aldım.

Tengo una sobrina llamada Mary.

Mary adında bir yeğenim var.

- Yo recibí una llamada de ella esta mañana.
- Recibí una llamada suya esta mañana.

Bu sabah ondan bir telefon aldım.

llamada trastorno límite de la personalidad.

bir kişilik bozukluğu tanısı kondu.

Tenemos una persona llamada Tomris Hatun

Bizde Tomris Hatun diye bir kişi var

Una audiencia llamada Ignorante dijo esto

Cahil isimli bir izleyicimiz şunu söylemiş

En una compañía llamada Cambrigde Analytica.

Cambridge Analytica'yı inceliyordum.

Tengo que hacer una llamada telefónica.

Ben bir telefon görüşmesi yapmak zorundayım.

Estoy esperando una llamada muy importante.

Çok önemli bir çağrı bekliyorum.

Quisiera hacer una llamada a Japón.

Japonya'ya bir çağrı yapmak istiyorum.

Hay una página web llamada Tatoeba.

Tatoeba diye bir internet sitesi var.

Recibí una llamada del colegio hoy.

Bugün okuldan arandım.

Una persona llamada Itoh quiere conocerte.

Itoh adlı bir kişi sizinle görüşmek istiyor.

Hice que Tom hiciera la llamada.

Tom'a arama yaptırdım.

La llamada telefónica duró seis horas.

Telefon görüşmesi altı saat sürdü.

Tengo que hacer una llamada interurbana.

Şehirlerarası bir telefon görüşmesi yapmak zorundayım.

Lamento molestarle, pero tiene una llamada.

Sizi rahatsız ettiğim için üzgünüm fakat sizin için bir telefon çağrısı var.

Y tengo una enfermedad llamada progeria.

ve progeria denen bir hastalığım var.

Tom necesita hacer una llamada urgente.

Tom'un acil bir telefon görüşmesi yapması gerekiyor.

Tom tiene una hermana llamada Mary.

Tom'un Mary adında bir kız kardeşi var.

Esa llamada que ningún padre debería recibir.

Hiçbir anne babanın almaması gereken bir telefondu.

Una tarjeta de negocios llamada Rudolph Fentz

Rudolph Fentz isimli bir iş kartı, adresi

Una muchacha llamada Kate vino a verte.

Kate isimli bir kız seni görmeye geldi.

Tom recibió una llamada desde el hospital.

Tom hastaneden bir telefon çağrısı aldı.

Tom compró una así llamada "piedra mágica".

Tom sözde "sihirli bir taş" satın aldı.

Tom conoce a una chica llamada Mary.

Tom Mary adında bir kız tanıyor.

Hay una llamada para ti. Es Tom.

Senin için bir çağrı var. Bu Tom.

Me puso muy feliz recibir tu llamada.

- Aramana çok sevindim.
- Telefon etmene çok memnun oldum.

¿Dónde puede uno hacer una llamada telefónica?

Biri nerede bir telefon konuşması yapabilir?

¿Por qué no me devolvió la llamada?

Beni neden geri aramadı?

Esta ciudad es llamada la Dinamarca japonesa.

Bu şehre Japon Danimarkası denir.

¿Puedo hacer una llamada telefónica, por favor?

Lütfen bir telefon görüşmesi yapabilir miyim?

Me sorprendió recibir una llamada de Tom.

Tom'dan bir çağrı aldığıma şaşırdım.

Tom ni siquiera me devolvió la llamada.

Tom beni tekrar aramamıştı bile.

De modo que la enfermera haga la llamada,

ve hatta yöneticinin

Había una vez una mujer llamada Srta. Margaret.

Bir zamanlar Margaret isminde bir kadın vardı.

Por fin, la cachorra oye una llamada familiar.

Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.

Agrega un gorjeo al final de su llamada.

Çağrısının sonuna fazladan bir ses ekliyor.

¿Cómo puedo hacer una llamada a larga distancia?

Şehirler-arası nasıl konuşabilirim?

- ¿Alguien puede contestar?
- ¿Puede alguien atender esa llamada?

Birisi telefona cevap verebilir mi?

Una persona llamada Jones vino mientras estabas fuera.

Sen dışarıdayken Jones adında bir kişi geldi.

- ¿Dónde podemos telefonear?
- ¿Dónde podemos hacer una llamada?

Nerede telefon açabiliriz?

Una persona adicta al trabajo es llamada ergomaníaca.

Çalışma bağımlısı bir kişiye işkolik denilir.

¿Puedo hacer una llamada externa de este teléfono?

Bu telefonla dış arama yapabilir miyim?

Tom dudaba que Mary le devolviera la llamada.

Tom Mary'nin tekrar arayacağından emin değildi.

- Tom quiere saber por qué no le regresaste la llamada.
- Tom quiere saber por qué no le regresó usted la llamada.
- Tom quiere saber por qué no le regresaron la llamada.

Tom neden onu geri aramadığını bilmek istiyor.

Esta escultura es de una artista llamada Sophia Wallace,

Bu heykel Sophia Wallace adlı bir sanatçının,

Empiezas una lección. Cada llamada también tiene un número

başlatıyorsunuz bir tane ders. Her görüşmenin de bir numarası var

Ya que hay una criatura llamada hormiga imposible comer

madem imkansız karınca yiyen diye bir yaratık var

Quiero hacer una llamada, pero ahora no tengo suelto.

Bir telefon görüşmesi yapmak istiyorum ama şu anda hiç bozuk param yok.

Por fin recibí la llamada que llevaba semanas esperando.

Ben sonunda haftalardır beklediğim çağrıyı aldım.

- Me gustaría hacer una llamada.
- Desearía llamar por teléfono.

Ben bir telefon görüşmesi yapmak istiyorum.

Cada generación está llamada a esta lucha por la libertad.

Her nesil bu özgürlük mücadelesi için çağrılacak.

El rival también le agrega una floritura a su llamada.

Rakibi de çağrısına bir ek yapıyor.

No había una práctica llamada salario mínimo en ese momento

O dönemlerde asgari ücret diye bir uygulama yok

Una llamada de alarma durante 3 años por la mañana.

3 yıl kadar sabah çalar saat adında bir

En otras palabras, se estableció una organización llamada Anadolu bacıları.

Yani Anadolu bacıları adında bir teşkilat kuruldu

Anoche me quedé en casa para poder recibir tu llamada.

Çağrını alabilmek için dün gece evde kaldım.

Por favor cuelgue y el operador le devolverá la llamada.

Lütfen telefonu kapatın ve operatör sizi arayacaktır.

Tom quiere saber por qué no le regresaste la llamada.

Tom neden onu geri aramadığını bilmek istiyor.