Examples of using "Billete" in a sentence and their turkish translations:
Bilet kontrol ediyordu.
Ücretinizi burada ödeyin.
Biletiniz lütfen.
Bilet kaç para?
- Bilet, lütfen.
- Bilet lütfen.
Biletini önceden aldın mı?
O bir uçak bileti satın aldı.
Tom ücretsiz bilet aldı.
Bu bilet için değişim yapıyor musunuz?
Bu bilet bana verildi.
Tren bileti aldın mı?
Gidiş dönüş bileti aldın mı?
Bileti unutma.
Sanırım biletimi kaybettim.
O, bir yüz dolarlık banknottu.
Bir giriş bileti ne kadar?
Dönüş biletinizi bana gösterir misiniz?
Segovia'ya bilet ne kadar?
Bir dolarlık banknotun var mı hiç?
Nasıl bilet alacağımı bilmiyorum.
Bilet için sana ne kadar borçluyum?
Benim bir biletim yok.
O, biletini evde bıraktı.
Otobüsle seyahat etmek için bir bilete ihtiyacın olacak.
Tokyo'ya bir gidiş dönüş biletim var.
Bir gidiş-dönüş bileti aldı mı?
On pezoluk banknotu benim için bozabilir misiniz?
Bir dönüş bileti satın aldım.
Bu bilet üç ay için geçerli.
Bu bilet iki hafta için geçerlidir.
- Biletin pazartesine kadar süresi var.
- Bilet pazartesiye kadar geçerli.
Bu bilet, bu otobüs için mi?
Tom bir piyango bileti satın aldı.
- Yarın bir uçak bileti almak istiyorum.
- Yarın bir uçak bileti satın almak istiyorum.
Bileti gidiş-dönüş mü aldın?
10,000 yen bozabilir misiniz?
İşte benim biletim.
Kasiyer, yüz franklık banknotu alacak.
Birmingham'a sadece gidiş bileti lütfen.
Bu bileti onu isteyene verebilirsin.
Keşke bir konser bileti alsaydım.
Bu bilet bir hafta daha geçerli.
Ben biletimi kapıcıya gösterdim ve tiyatro gittim.
Osaka'ya bir gidiş dönüş biletim var.
Ben varmadan önce o zaten biletini almıştı.
- Nereden bir bilet alabilirim?
- Nerede bir bilet satın alabilirim?
- Benim bir biletim yok.
- Biletim yok.
- Bilet alacağım sırada çantama göz kulak ol.
- Ben bir bilet alırken çantama dikkat et.
Tom Mary'ye yirmi dolarlık bir fatura uzattı.
Leon'a bir dönüş bileti, lütfen.
Benim yirmi dolarlık bir banknotum vardı, ama onu kaybettim.
Ona bir bilet satın aldı.
Biletimi alırken çantama göz kulak ol.
Ben biletimi alırken çantama dikkat et.
Tom caddede yüz dolarlık kağıt para buldu.
Bu bileti Joe'ye veren Bay White'tı.
Biletimi kaybettim.
Onun benim biletim olduğunu biliyorum.
Caddede bulduğum 20 doları sakladım.
İşte benim dönüş biletim.
Otobüste veya trende, bilet ödenmek zorundadır.