Examples of using "Dado" in a sentence and their turkish translations:
Zarı at.
Bana çok fazla verdin.
Zarı at.
Ve haklıydı.
Fark etmiş olabileceğiniz gibi,
Tom sana bir şey verdi mi?
Tom bana bunu verdi.
İlk adımı attım.
Bu bilet bana verildi.
- Tam üstüne bastın!
- Taşı gediğine oturttun.
Bunu sana kim verdi?
Hedefin ortasından vurdun.
Üçüncü dünya yoksulluğundan konforlu bir orta sınıfın varlığına
adamlar yıllarını vermiş
Bana iyi öğüt verdin.
Neden ona para verdin?
Bu gitarı sana kim verdi?
Onu kime verdin?
Bu ailelere yiyecek verdik.
Özür dilerim. Fark etmedim.
O paketi sana kim verdi?
Bu bana bir fikir verdi.
Yukarıda verilen örneğe bak.
Bu adamdan bir kitap aldı.
Tom sana ne kadar para verdi?
Bunu yapmak için iznim vardı.
- Kediye mama verdin mi?
- Kediyi besledin mi?
Sana istediğin her şeyi verdim.
Zengin olsaydım, ben sana biraz para verirdim.
İntiharı bu şekilde düşünmek
ilk defa bir komedyene verildi
Hasta hastaneden taburcu edildi.
Doktor ona dört dikiş attı.
Henüz bana hiç vermedin.
Tom sana bana vermen için bir şey verdi mi?
- Köpeği besledin mi?
- Köpeğe mama verdin mi?
Tom zaten bana teşekkür etti.
Verilen zamanda bitirmeliyim.
Öğrencileriniz bize yeni umut verdi.
Daha önce İngilizce bir konuşma yaptın mı?
Amcam bana bir kitap verdi.
Tom kaçıyor.
Tanrı bize ihtiyacımız olan her şeyi verdi.
Bize verilen senaryo buydu.
Şaşırtıcı; ödülü kazanmalıydın.
Yıllar ona yalnızca kötü alışkanlıklar kazandırdı.
Bunu sana veren Tom.
Tom'a zaten bir hediye verdim.
Tom'un bir parti verdiğini bilmiyordum.
Ben her zaman matematikte iyiyim.
Tom'un sana verdiği fırsatı kaçırma.
Öpüşmedik bile.
Tom bir şans yakaladı mı?
Bunu bitirmek için bana yarına kadar süre verildi.
Lanet olsun! Sen bana duman attırdın!
Eğer isteseydi Tom bana biraz nasihat verebilirdi.
- Bu sabah köpeği doyurdun mu?
- Bu sabah köpeği besledin mi?
Ama Picquart bir noktadan sonra, herkesin Dreyfus hakkında yanılıyor
filmde verilen mesajda ise şu vardı
onun yerine salata karıştırıcısı gelmiş gibisiniz.
Planını iptal etsen iyi olur.
Meteoroloji bürosu bir sert hava uyarısı yayınladı.
Sen hiç arkadaşına tavsiyede bulundun mu?
Sen söyleyinceye kadar fark etmemiştim.
Tom, Mary'nin ona verdiği saati kaybetti.
Bunu sana kim verdi?
Henüz parayı Tom'a vermedim.
Bir işim olmadığı için, para biriktiremiyorum.
Henüz onları Tom'a vermedim.
O benim varlığımdan habersiz görünüyordu.
Dün onu ona verdim.
ve bu hayatımı daha iyi bir hâle getirdi.
Bir dilenciye hiç para verdin mi?
Babamın bana verdiği saati kaybettim.
Kaçınmacı odak için en iyi durum senaryosu
Kendi hatasını fark etmedi.
Hatalarını henüz fark etmedi.
Yıllar süren hüsranlardan sonra, nihayet çabalarım meyve verdi.
Sen hiç başkanla tokalaştın mı?
Sorunların büyüklüğünü fark etmemiştim.
Mary oğlundan güzel çiçekler aldı.
Tom'a yiyecek ya da içecek bir şey verdin mi?
Seçim sonucu yarın ilan edilecek.
Tom'un gittiğini fark ettin mi?
Onların arasındaki farkı fark etmedim.
Tom geçen ay hastaneden bırakıldı.
Sana linkini verdiğim online sözlüğü kullanıyor musun?
Tom hayır kurumuna çok para verdi.
- Sanırım onu bilmiyordun.
- Sanırım onu fark etmedin.
Daha zeki olanlarınızın bir kısmı
filmin başında verilen mesaj şuydu; ikiz kardeşler
Karısı başka bir adamın çocuğunu doğurmuştu.
Tom bana bir kalem verdi.
İki gün önce kaçan mahkum hâlâ serbest.