Translation of "Bici" in Turkish

Esta es mi propia bici.

Bu benim kendi bisikletim.

Mayuko va al colegio en bici.

Mayuko okula bisikletle gider.

Voy a la chamba en bici.

İşe bisikletimle giderim.

Me he caído de la bici.

Bisikletimden düştüm.

Él lava la bici cada semana.

O her hafta bisikleti yıkar.

A todos nos gusta montar en bici.

Hepimiz bisiklete binmekten hoşlanırız.

He ido en bici a la tienda.

Mağazaya kadar bisikletimle gittim.

Es la habilidad motora de montar en bici.

bisiklet sürmek için gereken motor becerisidir.

Suelo montar en bici los fines de semana.

Hafta sonlarında genellikle bisikletime binerim.

- Su bicicleta es azul.
- Su bici es azul.

Onun bisikleti mavi.

Un carril bici se ha desplomado en Río.

Rio'da bir bisiklet yolu çöktü.

- ¿Esta es tu bicicleta?
- ¿Es esta tu bici?

Bu senin bisikletin mi?

- No es mi bicicleta.
- No es mi bici.

O benim bisikletim değil.

- ¿Sabes montar en bici?
- ¿Sabes montar en moto?

Bir bisiklete nasıl binileceğini biliyor musun?

- Mi bicicleta es roja.
- Mi bici es roja.

- Bisikletim kırmızı.
- Benim bisikletim kırmızı.

La bici aparcada allí es la de mi hermano.

Oraya park edilmiş bisiklet benim erkek kardeşimindir.

Siempre me pongo el casco cuando me monto en la bici.

Bisikletimi sürerken hep kask takarım.

- Él lava la bici cada semana.
- Lava la bicicleta todas las semanas.

O her hafta bisikleti yıkar.

Tengo que empujar mi bici porque una de las ruedas está pinchada.

Lastiklerden biri boşaldığı için bisikletimi itmek zorundayım.

Ir en bici es un buen ejercicio. Además, no contamina el aire.

Bisiklete binmek iyi egzersizdir. Ayrıca, havayı kirletmez.

- Voy a la escuela montando en bicicleta.
- Voy al colegio en bici.

Ben okula bisikletimle gidiyorum.

Tom y Mary le compraron a su nieto una bici para Navidad.

Tom ve Mary torunlarına Noel için bisiklet satın aldı.

- Mi padre va al trabajo en bicicleta.
- Mi padre va en bici al trabajo.

Babam işe bisikletle gider.

- Tom fue a la escuela en bici.
- Tom pedaleó con su bicicleta hasta el colegio.

Tom bisikletiyle okula gitti.

Montar en tu bici en un sendero junto a un río rodeado de bosques es muy motivante.

Ormanlarla çevrili bir nehir boyunca bir yolda bisiklet sürme gerçekten moral verici.

- ¿Sabes de quién es esta bicicleta?
- ¿Sabéis de quién es esta bicicleta?
- ¿Sabe de quién es esta moto?
- ¿Saben de quién es esta bici?

Bunun kimin bisikleti olduğunu biliyor musun?

- Cuando era joven le rezaba a Dios pidiendo una bicicleta. Entonces me di cuenta de que Dios no trabaja de esa manera. Así que robé una bicicleta y recé para pedir perdón.
- Cuando era pequeño solía rezar para conseguir una bici. Entonces, me di cuenta de que Dios no funciona de ese modo. Así que robé una bici y recé para conseguir el perdón.

Ben gençken bir bisiklet için dua ederdim. Sonra Allah'ın bu şekilde çalışmadığını fark ettim. Bu yüzden bir bisiklet çaldım ve affetmesi için dua ettim.