Examples of using "Suelo" in a sentence and their turkish translations:
Toprak.
Ben sık sık göz nezlesi olurum.
Erken kalkmaya alışkınım.
Genellikle çok yerim.
Ben çok sık kazanmam.
Ben genellikle yürürüm.
ameliyatı önermeme eğiliminde oluyorum.
Yere saplayın.
O, yere düştü.
Yere uzanın.
Toprağı sürüyorum.
Bazen onun hakkında düşünüyorum.
Zemin ıslak görünüyor.
Genellikle bunu yapmam.
O yerde yatıyor.
ve yer kapandı
yer üstüne inşa çıkıyor
Yerin sallandığını hissettim.
Yere bir şeyin düştüğünü duydum.
Köpek yeri kokladı.
Kalemi yerden al.
Yere bir elma düştü.
Hizmetçi yeri sildi.
Zeminde çukurlar var.
Ben genellikle akşamleyin duş alırım.
Zemin soğuk.
Yere bir şey atma.
Yerdeki o kağıdı kaldırın.
Patlama, zemini sarstı.
Zemin çok kaygan.
Pazar günü genellikle kot giyerim.
Genellikle saat yedide kahvaltı yaparım.
Ben genellikle saat 6:00 da kalkarım.
Silahını yere at.
- Genellikle duygularımı belli etmem.
- Genellikle hislerimi belli etmem.
- Genellikle duygularımı açığa vurmam.
- Genellikle hislerimi açığa vurmam.
Tom yerde bir şey fark etti.
O yere sosis düşürdü.
Yerle yüksekliğini otomatik olarak algılayıp
İşte toprağın devreye girdiği yer:
Toprakta, dünyadaki bitki örtüsünün
Benim gibi biyojeokimyagerler
Sonunda yerden kalkmayı başardı.
Lütfen kirli zemini temizle.
Dennis yere uzanıp yattı.
Yaşlı adam yere düştü.
Adam yere düştü.
Yerde dümdüz yatmamız mı gerek?
Yere oturma.
Tom kitabı yerden aldı.
O yerde çıplak uyandı.
Kitap yere düştü.
Yerde bir çukur kazdık.
O yerde oturuyordu.
- Yere bir daire yap.
- Yere bir daire çizin.
Gözlüğün yere düştü.
Seyahat ederken genellikle günlük tutarım.
Tom yerde oturuyordu.
Güneş toprağı kuruttu.
Bir süpürge ile yeri temizleyebilirim.
Yer kar ile kaplıdır.
Genellikle akşam yemeğinden sonra tatlı yerim.
Tom ansızın yere yığıldı.
Yer sarsılmaya başladı.
Zemin tozla kaplıydı.
Tom yerde bir şeye işaret etti.
Ben genellikle okula yürürüm.
- Okula genellikle otobüsle giderim.
- Normalde okul için otobüse binerim.
Gol!
Tom yere oturdu.
Kabinlerin zeminine bakıyordum ve
O, yerden bir mendil aldı.
Zemin suyla ıslanmıştı.
Yerde büyük taşlar var.
Ben sık sık kiliseye gitmem.
Genellikle günde sekiz saat uyurum.
Onu sabahleyin sık sık yaparım.
ve bu beni soğuk zeminden koruyacaktır.
Isının büyük kısmını zeminden kaybedersiniz.
Bu beni soğuk zeminden koruyacaktır.
Ama yeryüzü o kadar karanlıktır ki...
uçaklar yere daima parelel gidiyor
güçlü kimyasal bağ yapıları olan
Ben genellikle geç kalkarım.
Asker yerde yaralı yatıyordu.
Adam aniden yere düştü.
Kitaplarının yere düşmesine izin verdi.
Sık sık onunla otobüste konuşurum.
O silahı yere bıraktı.
O silahı yere bıraktı.
Genellikle ailemle birlikte evde yemek yerim.
Fare döşemenin altında.
Ben genellikle dörtte eve giderim.
Ben süpermarkette sık sık ona rastlarım.
Yer tamamen kanla kaplıydı.
Tabanda büyük bir halı var.