Translation of "Arquitectura" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Arquitectura" in a sentence and their turkish translations:

La arquitectura ganó.

Yapı mimarisi kazandı.

Son los estándares de arquitectura.

Onların adı mimari standartlar.

Hay ingeniería y arquitectura aquí

mühendislik ve mimarlık var burada

La arquitectura es increíble, sin duda.

Mimari muhteşemdir, buna hiç şüphe yok.

Porque la arquitectura es el arte

Mimari topluluklar için

A Tomás le encanta la arquitectura.

Tom mimarlığı seviyor.

Crean aventura, y la arquitectura es aventura.

Maceralar yaratır. Mimarinin kendisi de bir maceradır.

Esto es lo que hace la arquitectura.

Mimarinin yaptığı şey budur.

Roma es famosa por su antigua arquitectura.

Roma antik mimarisi ile ünlüdür.

La arquitectura, los cinco materiales utilizados para levantarla.

ne kadar çok şey öğrendiğimizi söyledim.

La arquitectura es el arte de contar historias.

Mimari hikâye anlatma sanatıdır.

Yahu, este trabajo también requiere ingeniería y arquitectura

yahu bir kere bu iş mühendislik ve mimarlık da istiyor

Entras en algunos barrios... bella arquitectura, bellos parques...

Mimari ve parkların çok güzel olduğu bir mahalleye gittiniz

Todavía no he acabado el curso de arquitectura.

Mimarlık kursunu hâlâ bitirmedim.

Schopenhauer definió a la arquitectura como "música congelada".

Schopenhauer mimariyi "donmuş müzik" olarak tanımladı.

Miras la arquitectura local, los precedentes que están allí.

yerel mimariyi inceliyorsun, daha önceki örneklere bakıyorsun.

La bioclimática es un acercamiento ecológico a la arquitectura.

Biyoklimatik, mimariye ekolojik bir yaklaşımdır.

Porque la arquitectura, al final, es el arte de hacer edificios.

çünkü mimari en nihayetinde inşa etme sanatıdır.

La arquitectura es el arte de hacer refugios para los seres humanos.

Mimari, insanların barınabileceği bir yer oluşturma sanatıdır.

Quiso decir que las ciudades, la gente y la arquitectura van y vienen,

Şehirler, insanlar, mimari gelip geçer

La mayor parte de nuestros trabajos tienen su origen en concursos de arquitectura.

İşimizin çoğu, mimari yarışmalardan geliyor.

El edificio AT&T en Nueva York es un ejemplo de la arquitectura posmoderna.

New York'taki AT&T binası bir postmodern mimari örneğidir.

Ni siquiera fuimos a la vida establecida, ni a la ingeniería ni a la arquitectura.

yahu biz yerleşik hayata bile geçmedik ne mühendisliği ne mimarlığı

No es muy similar a la estructura de la religión cristiana en términos de estructura y arquitectura.

yapı ve mimari itibariyle çok da Hristiyan dininin yapısına benzemiyor

Hubo un problema con la arquitectura del nuevo ordenador de esa empresa. Están sufriendo una frenética revisión en este momento.

O şirketin yeni bilgisayar mimarisi ile ilgili bir sorun vardı. Onlar şimdi bir iptal çılgınlığını gözden geçirecekler.

La obra de cualquier hombre, ya sea de literatura, música, pintura, arquitectura o cualquier otra, siempre es un retrato de sí mismo.

Her erkeğin işi, ister edebi ya da müzik ya da bir resim ya da mimari ya da başka bir şey olsun, her zaman kendisinin bir portresidir.