Translation of "Crean" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Crean" in a sentence and their turkish translations:

Imaginen y crean

içinize temiz,berrak bir ışık aldığınızı

crean en Uds. mismos.

kendinize inanın.

No crean solamente, verifiquen.

Hemen inanmayın. Teyit edin.

Porque esos cambios crean aventura.

Çünkü bu değişimler maceralar yaratır.

Uds. crean el contenido original,

Orijinal içerik üretiyorsunuz,

Hagan lo que crean mejor.

En iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi yapın.

Los pequeños secretos crean grandes mentiras.

Küçük sırlar büyük yalanlar yapar.

Descubrimos que muchos grandes impactos crean sinestias,

Birçok dev çarpışmanın sinestiler oluşturduğunu keşfettik,

Las variaciones de presión crean viento superficial

Basınç değişimleri yüzey rüzgârı yaratır,

Crean aventura, y la arquitectura es aventura.

Maceralar yaratır. Mimarinin kendisi de bir maceradır.

Y crean que serán tratadas con dignidad y respeto

insan onura uygun ve saygıyla davranılacağına inandığı

- La expansión urbana y el caos crean muchos problemas de planificación.
- La desorganizada expansión urbana y el caos crean muchos problemas de planificación.
- La expansión urbana descontrolada y el caos crean muchos problemas de planificación.

Çarpık kentleşme ve kaos pek çok planlama sorunları yaratır.

Los mercados inevitablemente crean más problemas de los que resuelven.

piyasalar, kaçınılmaz olarak çözdüğünden fazla sorun yaratıyor.

Las dos primeras ideas de esa lista crean un patrón,

Listedeki ilk iki fikir bir kalıp oluşturuyor.

Aunque las mujeres crean el 38 % de las empresas estadounidenses

ABD şirketlerinin yüzde 38'i kadınlar tarafından kurulmuş olmasına rağmen

Los aumentos de temperatura crean las condiciones ideales para resfriarse.

Sıcaklık artışları soğuk algınlığına yakalanmak için ideal koşulları yaratır.

Que crean un estándar diferente, con unos por encima de otros,

yaratmak için tasarlandığı bir ülkede yaşıyoruz.

Se crean nuevas químicas cuando la gente toma consciencia de ciertas cosas

Yeni kimyalar yaratılır, insanların farkındalığı artar

Se diseñan muy a menudo de manera que crean un sistema de castas

kast sistemi yaratmak için, bazılarına farklı standartlar

Y las soluciones crean nuevos problemas que a su vez deberán ser resueltos.

ve çözümler de sırası geldiğinde çözümlenecek yeni sorunlar doğurur.

Y, por más rápidos que crean ser, no serán tan rápidos como una cascabel.

Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

Y, por más rapidos que crean ser, no son tan rápidos como una cascabel.

Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

Y, por más rápidos que crean ser, no son tan rápidos como una cascabel.

Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünürseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.

Estas exhibiciones nocturnas son sorprendentemente comunes. Tres cuartas partes de los animales marinos crean bioluminiscencia.

Şaşırtıcı ama gece ortaya çıkan bu görüntülere sıkça rastlanır. Tüm deniz hayvanlarının üçte biri biyolüminans yaratır.

Significa que está lista para usar sus músculos y atacarlos. Y, por más rápidos que crean ser, no son tan rápidos como una cascabel.

Bunun anlamı, kaslarını kullanarak öne atılmaya hazır olduğudur. Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.