Translation of "Duda" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Duda" in a sentence and their turkish translations:

- No hay duda.
- Sin duda.

Şüphesiz.

- ¡Sin duda alguna!
- ¡Y sin duda!

Şüphesiz.

- ¿Tenés alguna duda?
- ¿Tienes alguna duda?

Herhangi bir şüphen var mı?

¡Sin duda!

Bunun hakkında bir soru yok.

Sin duda.

Şüphesiz.

- No tengo duda alguna.
- No tengo ninguna duda.

Benim hiçbir şüphem yok.

Sin duda increíble.

Oldukça şaşırtıcı.

Sin duda vendrá.

O kesin gelecek.

No hay duda.

Şüphe yoktur.

¿Hay alguna duda?

Herhangi bir şüphe var mı?

No cabe duda.

Hiç şüphe yok.

Sin duda la necesitaba.

Kesinlikle yardıma ihtiyacım vardı.

No cabe ninguna duda.

Şüpheye yer yok.

Él sin duda vendrá.

O geleceğine emin.

Sin duda, tienes razón.

Kesinlikle, haklısın.

Se permite la duda.

Kuşkulanmak serbest.

Juicio nunca estuvo en duda.

mahkemesinin sonucu hiçbir zaman şüphe uyandırmadı.

él nunca duda en mentir

yalan söylemekten de asla çekinmiyor

¿Alguna duda con la tarea?

Ödevle ilgili kafasında soru işareti olan?

Cualquier duda siempre puedes consultarme.

İstediğin zaman benimle görüşebilirsin.

Pongo vuestra sinceridad en duda.

Samimiyetini sorguluyorum.

La arquitectura es increíble, sin duda.

Mimari muhteşemdir, buna hiç şüphe yok.

Parece no haber duda sobre eso.

Onun hakkında şüphe yok gibi görünüyor.

No hay duda de su honradez.

Onun dürüstlüğü hakkında hiç şüphe yoktur.

¿Estás poniendo en duda mis razones?

Nedenlerimi sorguluyor musun?

No hubo ninguna duda al respecto.

O konuda hiçbir sorun yoktu.

Tom duda que Mary venga mañana.

Tom Mary'nin yarın gelip gelmeyeceğinden emin değil.

Tom duda que Mary venga hoy.

Tom Mary'nin bugün gelip gelmeyeceğinden emin değil.

- No cabe duda de que es inocente.
- No hay ninguna duda de que es inocente.

Onun masum olduğuna hiç şüphe yok.

- Tom es bueno para el tenis, no cabe duda.
- Tom es bueno para el tenis, no hay duda.
- Tom es bueno para el tenis, sin duda.

Tom teniste iyidir, şüpheye yer yok.

¿Cuotas que pongan en duda la capacidad?

Kotalar beceriden kuşkulanmaya yol açar mı?

Sin duda tú has escuchado la noticia.

Şüphesiz haberi duydun.

No hay duda de que son felices.

Mutlu olduklarına şüphe yok.

A veces ella duda antes de contestar.

- O, bazen yanıtlamadan önce tereddüt eder.
- O bazen cevap vermeden önce tereddüt ediyor.

Ese fue sin duda un instante mágico.

Hiç şüphesiz, büyüleyici bir andı bu.

No cabe duda de que es inglés.

Onun İngiliz olduğuna dair hiçbir şüphe yok.

Sin duda este es el mejor método.

Bu kesinlikle en iyi yöntemdir.

No cabe duda de quién será electo.

Kimin seçileceği hakkında hiçbir şüphe yok.

Tom duda de la sinceridad de Mary.

- Tom Mary'nin samimiyetinden emin değil.
- Tom Mary'nin samimiyetinden şüphe duyuyor.

No hay ninguna duda sobre su habilidad.

Onun yeteneği hakkında şüphe yok.

Sin duda, deberíamos gastar más en la búsqueda.

Arama için daha fazla yatırım yapmamız lazım.

Esta es sin duda una impresionante hazaña militar.

Bu şüphesiz tam anlamıyla ustalık içeren hayret verici bir hareket.

Pero no hay duda en los seres humanos.

ama insanda da şüphe oluşmuyor değil yani

No me cabe duda de que lo conseguirá.

Onun başarılı olacağından şüphem yok.

No cabe duda que el ladrón fue Tom.

Tom'un hırsız olduğuna hiç şüphe yok.

Tom duda si Mary vendrá al colegio hoy.

Tom Mary'nin bugün okula gelip gelmeyeceğinden emin değil.

Sin duda alguien se dejó la puerta abierta.

Biri kapıyı açık bırakmış olmalı.

La Navidad es, sin duda, mi fiesta favorita.

Noel kesinlikle benim en sevdiğim tatilimdir.

Sin duda, este y otros estudios similares son pequeños,

Şüphesiz bu ve benzer çalışmalar küçük

Ahora... no hay duda. La oscuridad trae una oportunidad.

Artık... şüphe kalmadı. Karanlık, fırsat yaratır.

Bromear es sin duda la mejor forma de aprender.

Şaka yapmak kuşkusuz öğrenmek için en iyi yoldur.

Por ahora debemos otorgarle el beneficio de la duda.

Şimdilik onun sözüne inanmalıyız.

No cabe duda de que el universo es infinito.

Şüphe yok ki evren sonsuz.

Sin duda, hoy te ves fino como un violín.

- Bugün gerçekten turp gibi görünüyorsun.
- Bugün gerçekten çakı gibisin.
- Bugün bomba gibi görünüyorsun gerçekten.

Dios no está muerto, Él sin duda está vivo.

Tanrı ölü değildir, o gerçekten hayatta.

No pude despejar mi duda con respecto a eso.

Onun hakkındaki şüphemden kurtulamadım.

No hay duda de que Tom envenenó a Mary.

Tom'un Mary'yi zehirlediğinden şüphe yok.

Tom duda que la historia de Mary sea verdad.

Tom Mary'nin hikayesinin gerçek olduğundan şüphe ediyor.

No hay duda de que ahora tengo que hablar español,

hiç şüphem yok ki şimdi İspanyolca konuşmalıyım,

Sin duda ella no es bonita, pero es muy inteligente.

O güzel değil, şüphesiz, ama o çok akıllı.

Yo creo sin lugar a duda que ella es inocente.

Onun masum olduğuna kuşkusuz olarak inanıyorum.

Cuando se casó, sin duda ella pasaba de los 30.

O evlendiğinde otuz yaşın üzerinde olmalı.

Él es rico sin duda, pero no confío en él.

O şüphesiz zengin ama ona güvenmiyorum.

- Hanako cuestionó su sinceridad.
- Hanako puso en duda su sinceridad.

Hanako onun samimiyetini sorguladı

Si no estudias más, no cabe duda de que suspenderás.

Eğer daha çok çalışmazsan kesinlikle başarısız olursun.

No hay duda de que Tom solía vivir en Boston.

Tom'un eskiden Boston'da yaşadığından şüphe yok.

Tom duda si Mary acudirá a su fiesta de cumpleaños.

Tom, Mary'nin doğum günü partisine gelip gelmeyeceğinden emin değil.

Tom le dio a Mary el beneficio de la duda.

Tom, Mary'nin yapmadığını varsaydı.

Él es un buen tipo, sin duda, pero no es confiable.

Şüphesiz o iyi bir adam ama güvenilir değil.

Sin duda, esta mujer sabe que no sabe lo que quiere.

Bu kadın kesinlikle ne istediğini bilmediğini biliyor.

No hay duda de que estos personajes estilo Tarzán podrían matarnos fácilmente.

Bu Tarzanvari hayvanların bizi kolayca öldürebilecekleri kuşkusuz.

Sin duda, China no es el único lugar con este combustible alternativo,

Tabii ki Çin bu alternatifin var olduğu

Y sin duda se transformó en el mejor violinista de su generación.

ve kendi döneminin tartışmasız en iyi kemancısı oldu.

Él es sin duda el hombre de más edad en la villa.

O şüphesiz köydeki en yaşlı adamdır.

Él es, sin lugar a duda, el mejor hombre para el trabajo.

Tartışmasız, o, iş için en iyi adam.

No tenía ninguna duda de que Tom haría lo que le pedimos.

Tom'un istediğimizi yapacağından şüphem yoktu.

Sin duda debes de estar agotado después de trabajar todo el día.

Bütün gün çalıştıktan sonra bitkin olmalısın.

Él es, sin duda, el director cinematográfico de mayor éxito en el mundo.

O kuşkusuz dünyadaki en başarılı yönetmen.

Si vas a dudar de todo, al menos duda de tus propias dudas.

Her şeyden şüpheleneceksen, en azından şüphenden şüphelen.

Tom sin duda no tiene ninguna idea de cómo funcionan las cosas aquí.

Tom'un kesinlikle buradaki şeylerin nasıl işlediği hakkında bir ipucu yok.

No tengo ni la más mínima duda de que Tom se aparecerá en el remate.

Tom'un açık artırmada ortaya çıkacağından hiç şüphem yok.

Tom sin duda se veía y escuchaba mejor que el mes pasado cuando lo visitamos.

Tom kesinlikle geçen ay onu ziyaret ettiğimizde göründüğünden daha iyi görünüyordu ve sesi daha iyi çıkıyordu.

Creo que nadie duda hoy que Carlos Núñez es uno de los mejores gaiteros del mundo.

Ben hiç kimsenin Carlos Núñez'in dünyada en büyük boru oyuncularından biri olduğundan şüphe edeceğini düşünmüyorum.

No cabe duda de que la verdad es más extraña que la ficción. La ficción tiene que tener sentido.

Gerçeğin kurguya kıyasla yabancı olmasında şaşılacak bir şey yok. Kurgu mantıklı olmalıdır.

Invertir en la educación es sin duda la única manera eficaz de sacar a un país de la pobreza.

- Eğitimde yatırım bir ülkeyi yoksulluktan kurtarmanın tek etkili yoludur.
- Eğitime yatırım şüphesiz ki bir ülkeyi yoksulluktan kurtarmanın tek etkili yoludur.

- Tom no tiene dudas de que Mary llegará a tiempo.
- Tom no duda de que Mary llegará a tiempo.

Tom'un Mary'nin zamanında geleceğinden şüphesi yok.

- De todas las casas que vimos, sin duda ésta es la mejor.
- De todas las casas que visitamos, esta es por lejos la mejor.

Baktığımız evler arasında en iyisi bu.