Translation of "Acaba" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Acaba" in a sentence and their turkish translations:

- Ella acaba de salir.
- Se acaba de ir.
- Acaba de salir.

O henüz gitti.

- Él acaba de salir.
- Él se acaba de ir.
- Se acaba de ir.

Az önce gitti.

- Él se acaba de ir.
- Acaba de irse.

Az önce gitti.

Acaba de empezar".

Her şey daha yeni başladı."

Acaba de salir.

Az önce çıktı.

Acaba de llegar.

O henüz geldi.

- Él acaba de salir.
- Él se acaba de ir.

Az önce dışarı çıktı.

- Nuestro trabajo nunca acaba.
- Nuestro trabajo no acaba nunca.

Bizim işimiz asla bitmez.

- Acaba de llegar.
- Acaba de llegar hace un momento.

O henüz geldi.

Ella acaba de salir.

O az önce çıktı.

Él acaba de regresar.

O, az önce döndü.

Acaba de llegar aquí.

O az önce buraya vardı.

Tom acaba de almorzar.

Tom az önce öğle yemeği yedi.

¿Qué acaba de pasar?

Az önce ne oldu?

Tom acaba de venir.

Tom az önce geldi.

Alguien acaba de llamar.

Az önce biri aradı.

Ella acaba de llamar.

- O şimdi telefon etti.
- O demin aradı.

Quiero ver cómo acaba.

Bunun nasıl bittiğini görmek istiyorum.

¿Cuándo acaba la actuación?

Gösteri ne zaman bitiyor?

Se acaba de ir.

- Az önce gitti.
- Yeni çıktı.

Tom acaba de morir.

Tom az önce öldü.

Tom acaba de confesar.

Tom az önce itiraf etti.

- Él acaba de perder el bus.
- Acaba de perder el autobús.

O sadece otobüsü kaçırdı.

- Un mosquito me acaba de picar.
- Me acaba de picar un zancudo.
- Me acaba de picar un mosquito.

Bir sivrisinek az önce beni ısırdı.

Cuando se acaba la lotería

üstelik piyango çıkmışken

El bus acaba de partir.

Otobüs az önce ayrıldı.

Acaba de empezar a llover.

- Az önce yağmur yağmaya başladı.
- Sadece yağmur yağmaya başladı.

El tren acaba de salir.

Tren az önce ayrıldı.

El verano acaba de comenzar.

Yaz henüz başladı.

Acaba de salir de casa.

O, az önce evden ayrıldı.

Tom se acaba de casar.

Tom henüz evlendi.

Tom acaba de ser despedido.

Tom az önce kovuldu.

Acaba de volver a casa.

O az önce eve geldi.

Acaba de cumplir los veinte.

O henüz yirmiye girdi.

El avión acaba de despegar.

Uçak az önce hareket etti.

La vida acaba de comenzar.

Hayat henüz başladı.

Acaba de llegar a casa.

O az önce eve geldi.

¡El jefe acaba de salir!

Patron çıkmak üzere!

Me acaba de ocurrir algo.

Az önce bana bir şey oldu.

Acaba de empezar a nevar.

Az önce kar yağmaya başladı.

Me lo acaba de decir.

Sadece bana söyledi.

Siempre acaba diciendo "era broma".

O, her zaman en sonda "Bu bir şakaydı!" der.

Él se acaba de ir.

Az önce dışarı çıktı.

Acaba de ocurrir un accidente.

Az önce bir kaza oldu.

¿Qué acaba de suceder allá?

Orada az önce ne oldu?

Tom se acaba de ir.

Tom az önce gitti.

Este fuego acaba de extinguirse.

Yangın az önce çıktı.

El plazo acaba el lunes.

Süre sonu pazartesi günü.

Acaba de comenzar el viaje.

Yolculuk henüz başladı.

El sol acaba de amanecer.

Güneş henüz doğdu.

- Nuestro trabajo nunca acaba.
- Nuestro trabajo nunca se acaba.
- Nuestro trabajo nunca termina.

Bizim işimiz asla bitmez.

- ¿Acabas de pegarle?
- ¿Acaba de pegarle?
- ¿Acaban de pegarle?
- ¿Usted acaba de pegarle?

Sadece ona vurdun mu?

- Mi padre acaba de volver a casa.
- Mi padre acaba de llegar a casa.

Babam az önce eve geldi.

Dije, la era acaba de mostrarse

dedim ya dönemi eski gösterildi sadece

Mary acaba de llegar a casa.

Mary daha yeni eve geldi.

Paul acaba de llamar ahora mismo.

- Paul az önce telefon etti.
- Paul demin aradı.
- Paul az önce aradı.

Acaba los deberes antes de cenar.

Akşam yemeğinden önce ev ödevini bitirdiğini gör.

Ella acaba de fregar los platos.

Bulaşıkları yıkamayı henüz bitirdi.

Naomi acaba de terminar su trabajo.

Naomi az önce işini bitirdi.

¿Qué acaba de decir el anuncio?

Duyuru ne dedi?

Tom acaba de terminar su café.

Tom az önce kahvesini bitirdi.

Él acaba de volver del extranjero.

O az önce yurt dışından döndü.

El trabajo nunca se acaba, ¿verdad?

İş asla bitmez, değil mi?

El tren se acaba de ir.

- Tren az önce ayrıldı.
- Tren az önce gitti.

Ella acaba de cumplir los doce.

O, yeni on ikiye girdi.

El tren acaba de llegar aquí.

Tren buraya az önce vardı.

Filiberto acaba de perder su empleo.

Filiberto sadece işini kaybetti.

Él acaba de volver de París.

O, Paris'ten henüz döndü.

Tom dice que acaba de comer.

Tom az önce yemek yediğini söylüyor.

Tom acaba de terminar de comer.

Tom az önce öğle yemeği yemeyi bitirdi.

Esto acaba de llegar para ti.

Bu sadece sizin için geldi.

Tom acaba de llamar para agradecernos.

Tom sadece bize teşekkür etmek için aradı.

Alguien acaba de apagar la luz.

Biri sadece ışıkları kapattı.

Tom acaba de comprar ese traje.

Tom sadece o takımı aldı.

Tom acaba de limpiar su pieza.

Tom sadece odasını temizledi.

El autobús se acaba de ir.

Otobüs az önce ayrıldı.

Mi jefe me acaba de despedir.

Patronum beni kovdu.

El teléfono acaba de sonar, ¿no?

Az önce telefon çalıyordu, değil mi?

Tom acaba de terminar de cenar.

- Tom akşam yemeğini yemeyi henüz bitirdi.
- Tom az önce akşam yemeğini yemeyi bitirdi.

Él acaba de bajar las escaleras.

O sadece merdivenlerden aşağı indi.

Bien está lo que bien acaba.

İyi biten her şey iyidir.

Me acaba de picar un mosquito.

Beni şimdi bir sivrisinek soktu.

- Él acaba de comprarse un coche usado.
- Acaba de comprarse un coche de segunda mano.

O az önce bir kullanılmış araba satın aldı.

- Él acaba de salir.
- Se acaba de ir.
- Hace apenas un momento que se fue.

O az önce dışarı çıktı.

- Acaba de dejar de llover, así que vámonos.
- La lluvia acaba de parar, así que vámonos.

Yağmur henüz durdu, bu yüzden gidelim.

Se me acaba la fuerza para sostenerme.

Burada tutunarak güç kaybediyorum.

Amazon acaba de adquirir la compañía PillPack.

PillPack, Amazon tarafından satın alındı,

Tom se acaba de cortar el pelo.

Tom az önce bir saç tıraşı oldu.