Examples of using "Absoluta" in a sentence and their turkish translations:
yerine getirilmeyen sözlerin
Ona mutlak güvenim var.
Onun yeteneklerine tam bir inancım var.
Bir bilgisayar şimdi mutlak bir ihtiyaçtır.
Tom mutlak bir dürüstlük insanıdır.
Daha fazla beklemek tam bir zaman kaybıdır.
Tom Mary'ye mutlak gerçeği söyledi.
O, mutlak gerçektir.
Bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya öngörmek çok nadiren mümkün
Sigara içmenin sağlığına zararlı olduğuna dair kesin kanıtımız var.
Facebook'ta mutlak gizlilik bir yanılsamadır. Gerçekte yoktur.