Examples of using "шок" in a sentence and their turkish translations:
- Şoktasın.
- Sen şoktasın.
Bu bir şoktu.
dehşet verici ve şok ediciydi.
O bir şoktu.
Polen, solunduğunda anaflaktik şoka neden olabilir.
Öylesine bir şoktu.
Kültür şoku genellikle duygusal bir lunapark hız treni olarak tanımlanır.
Bu durumda bu yolculuk... Sona erdi. Anaflaktik şoka girme ihtimaliniz varsa
O benim için büyük bir şoktu.
Babasının ölüm şoku kolay kolay geçmedi ve onun canı hiç dışarı gitmek istemedi.
Benim gördüğüm şok ediciydi.