Examples of using "свободно" in a sentence and their turkish translations:
Özgür biçimde sor.
ağaya beleş
Bu koltuk boş.
Affedersiniz, bu koltuk boş mu?
- Burası boş.
- Burada oturan yok.
- Bu koltuk boş.
O koltuk boş mu?
Fransızcayı akıcı bir biçimde konuşuyor musun?
Trafik yoğun değildi.
Konuşmaya özgür müsün?
Kaç dili akıcı bir şekilde konuşabilirsin?
oditoryumda özgürce uçan bir kartal
- Bu arabayı kullanabilirsin.
- Bu arabayı kullanmakta özgürsün.
O, İngilizcede akıcıdır.
Tom akıcı bir Fransızca konuşmacısı.
O akıcı bir biçimde Çince konuşur.
O, Fransızcayı akıcı şekilde konuşabilir.
Tom akıcı bir şekilde Japonca konuşur.
İngilizceyi akıcı olarak konuşuyor musun?
Sen akıcı İngilizce konuşuyorsun.
Fransızcayı akıcı biçimde konuşurum.
Tom Fransızcayı akıcı şekilde konuşabilir.
- Mekan parasız değil.
- Mekan serbest değil.
Peki, şimdi akıcı bir şekilde Fransızca konuşabiliyor musun?
gerekenden çok daha az bir süre.
Sen akıcı biçimde İngilizce konuşacaksın!
Akıcı bir şekilde Fransızca konuşabilirim.
Benim hayalim, akıcı bir şekilde Çince konuşmak.
Onlar onun özgürce konuşma hakkını destekledi.
Tom üç dilde akıcı.
Fadıl akıcı bir şekilde Arapça konuşmuyor.
Kimse akıcı Latince konuşuyor mu?
Rusçayı akıcı bir şekilde konuşabilmek isterim.
O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.
Ama bazı insanlar eşitlik hakkında çok iyi konuşabiliyorken
Bu yer boş mu?
İngilizceye ek olarak, akıcı bir şekilde Fransızca biliyor.
Fransızcayı akıcı biçimde konuşabilmeyi istiyorum.
Bütün kinleri unut ve özgürce yaşamaya başla.
İngilizceyi akıcı şekilde konuşabilmeyi istiyorum.
Bütün öğrenciler üniversite kütüphanesini kullanmakta serbesttirler.
Ben bir Meksikalıyım. İspanyolcayı akıcı biçimde konuşurum.
Onlarca dili akıcı olarak konuşan insanlar beni şaşırtır.
Tom bana iki elini de aynı ustalıkta kullanabildiğini söyledi.
Eğer o, İngilizcede akıcı ise, onu çalıştıracağım.
O Farsçada yeterli.
Amerika'ya getirildikten sonra babam İngilizceyi akıcı şekilde konuşuyor.
Fadıl, Leyla kadar akıcı bir şekilde Arapça konuşmaz.
İngilizceyi akıcı şekilde konuşmak istiyorum.
ve o yazın sonuna geldiğimde Fransızcada tamamen akıcıydım.
Fakat o zamanlar İspanyolca'da gayet akıcıydım.
- Tom Fransızcada akıcıdır.
- Tom Fransızcayı akıcı bir şekilde konuşuyor.
Benim akıcı bir biçimde konuşabileceğim tek dil İngilizce'dir.
Tom Fransızcayı akıcı biçimde konuşur mu?
Erkek kardeşim çok yönlüdür.
Tom Fransızcada akıcıydı.
Tom Fransızca, İngilizce ve Almanca'da akıcıdır.
Onlar akıcı bir şekilde Almanca konuşurlar.
O, Fransızcayı akıcı şekilde konuşabilir.
Tom bana iki elini de aynı ustalıkta kullanabildiğini söyledi.
Fransızcada akıcısın, değil mi?
- Affedersiniz, burası dolu mu?
- Affedersiniz, bu sandalye dolu mu?
- Bay Nakajima İngilizceye ek olarak Almancayı akıcı biçimde konuşabiliyor.
- Bay Nakajima, İngilizcenin yanı sıra, akıcı Almanca konuşabilir.
Dili anlayabiliyorum ama onu rahat konuşamıyorum.
Melissa iki yıldan daha az bir sürede Portekizcede akıcı oldu.
Uzun zamandır Fransızca öğreniyorum, ama akıcı değilim.
- Üç ay içinde akıcı şekilde Fransızca konuşmayı öğrenebileceğini gerçekten düşünüyor musun?
- Üç ay sonra akıcı Fransızca konuşmayı öğrenebileceğini gerçekten düşünüyor musun?
Keşke senin kadar akıcı İngilizce konuşabilsem.
İngilizce'de akıcı olmak için İngilizce konuşulan bir ülkede yaşamak gerekli midir?
Tom köpeğine serbest koşması için izin verdi.
Japonya'da büyümüş olmasına rağmen İngilizce'yi akıcı bir şekilde konuşuyor.
O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.
Bazen iyi görünme ve rahat olma arasında seçim yapmak zorundasın.
Bu özgür.
Tom akıcı Fransızca konuşmayı öğrenmek istiyor.
Çok teşekkürler. Ayrıca, gelecekte benden yardım istemeye çekinme.
O, tek kelime İtalyanca konuşmaz ama çocukları akıcı bir şekilde konuşurlar.
Bazı insanlar kutup ayılarının Norveç sokaklarında özgürce dolaştığına inanıyor. Neyse ki, bu sadece saçmalık.
Tom birkaç dili akıcı olarak konuşur fakat onun işi gereği, o sadece kendi ana diline çeviri yapar.
Tom senin kadar akıcı şekilde Fransızca konuşmaz.
Birisi beş dilden daha fazlasını akıcı olarak konuşabildiğini iddia ettiğini duyduğumda tamamen inanmıyorum.
Naomi kadar akıcı İngilizce konuşamıyorum.
Bir yerli gibi konuşabilmemin gerekli olduğunu düşünmüyorum, sadece akıcı şekilde konuşabilmeyi istiyorum.
Keşke senin kadar akıcı biçimde Fransızca konuşabilsem.
Gelebildiğinize sevindim. Lütfen kendi evinizdeymiş gibi davranın.
Uzun süredir Fransızca öğreniyorum ama henüz akıcı değilim.
Sanırım Tom iki elini de eşit olarak kullanabiliyor.
O akıcı Rusça konuşuyor ya da en azından onun bana söylediği buydu.
Öğretmen üç ay içinde hepimizi akıcı Fransızca konuşturacağını iddia etti.