Examples of using "Простите" in a sentence and their turkish translations:
Kim arıyor, lütfen?
Üzgünüm, çocuklar.
Ne dedin?
Üzgünüm, benim hatam.
Affedersiniz, Doktor.
Affedersiniz, tuvalet nerede?
Affedersiniz, ama kütüphane nerede?
Affedersiniz?
gücünüze güvenmediğimiz
Bu kimdir, lütfen?
- Geç kaldığım için beni bağışlayın.
- Geç kaldığım için bağışlayın.
- Geç kaldığım için beni affedin.
Beni affet, lütfen!
Affedersiniz. Yumurtalar nerede?
Affedersiniz. Siz kimsiniz?
Tekrar özür dilerim!
Affedersiniz. Burası eczane mi?
Geç kaldığım için üzgünüm.
Affedersiniz, bu koltuk boş mu?
Üzgünüm, ben kazara yaptım.
Affedersiniz, asansör nerede?
Hesabı alabilir miyim, lütfen?
Sözümü tutmadığım için özür dilerim.
Üzgünüm, babam evde yok.
Anlamadım !!
- Bizi bağışla.
- Affet bizi.
Affedersiniz, ne yapıyorsunuz?
Affedersiniz, Tom'u gördünüz mü?
Affedersiniz, bu ne kadar?
Üzgünüm. Yanlış numarayı aradım.
Affedersiniz, bu kadın kim?
Üzgünüm, bir daha olmayacak.
Affedersiniz ama siz kimsiniz?
Kötü Esperanto'm için üzgünüm.
Üzgünüm, geç kaldım.
Affedersin, bir kalem ödünç alabilir miyim?
Affedersiniz, bu hangi istasyon?
Affedersiniz, ne oluyor?
Affedersin, anlamıyorum.
Affedersiniz, ne dediniz?
Aptalca soru için üzgünüm.
Onu affet
Onu affet.
Lütfen oğlumu affet.
Yardım eder misin, lütfen?
Cehaletim için beni affet.
Tom'u affet.
Onları affet.
Oh, üzgünüm.
- Affedersiniz, çıkış nerede?
- Affedersiniz, çıkış ne tarafta?
Üzgünüm, babam evde değil.
Lütfen cehaletimi bağışlayın.
- Üzgünüm. Tom zaten gitti.
- Üzgünüm. Tom çoktan ayrıldı.
Sizi korkuttuysam üzgünüm.
- Affedersiniz, burası dolu mu?
- Affedersiniz, bu sandalye dolu mu?
Lütfen beni affet.
Üzgünüm. Bunu bilerek yapmadım.
Tom'la konuşabilir miyim, lütfen?
Affedersiniz, bir şey söyleyebilir miyim?
Sizi utandırdıysam üzgünüm.
Seni korkuttuysam üzgünüm.
Seni rahatsız ettiysem özür dilerim.
Bana saati söyler miydiniz, lütfen?
Sözünüzü kestiğim için üzgünüm.
Üzgünüm. O konuyu unuttum.
Kestiğim için özür dilerim.
Lütfen bir dakika mazur görür müsünüz?
Lütfen saygısızlığımı affedin.
Üzgünüm, gerçekten hatırlamıyorum.
Affedersiniz, telaffuzum iyi değil!
Affedersiniz.
Lütfen bana bir saniye izin verin.
Affedersiniz, bana yardımcı olabilir misiniz?
- Bir bardak su alabilir miyim, lütfen?
- Ben bir bardak su alabilir miyim, lütfen?
Lafı böldüğüm için özür dilerim.
Bu caddenin ismi ne, lütfen?
Sizi görmemişim, özür dilerim.
Biraz daha ekmek alabilir miyiz, lütfen?
Lütfen bir doktor çağırabilir misiniz?
Bıçağın var mı lütfen?
Lütfen bana yardım eder misin?
Üzgünüm, ama aldığımız talimat bu.
Üzgünüm. Bilmiyordum.
Affedersin! Seni duymadım.
Üzgünüm, ben sizi tanımadım.
Affedersiniz, bir sorum var.
Affedersiniz ama bu sipariş ettiğim şey değil.
Üzgünüm, seni duymadım.
Sonra üçüncü şey - bam! - Kayak. Ne?
Pardon tekrar edebilir misiniz?
Bana saati söyleyebilir misiniz, lütfen?
Lütfen kabalığım için beni affedin.
Özür dilerim, adınızı duyamadım.
Üzgünüm, ama senin adını unuttum.