Examples of using "светить" in a sentence and their turkish translations:
Herkesi eşit bir şekilde aydınlatmak için her gün doğuyor.
Yarın sabah kalktığımda, güneş parlıyor ve kuşlar ötüyor olacak.
Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.
Tanrı şöyle buyurdu: "Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin." Ve öyle oldu.