Examples of using "днем" in a sentence and their turkish translations:
Filler gündüzleri üstündür.
Mutlu anneler günü!
Gündüzleri zararsız görünürler.
1 Mayıs işçi bayramı kutlu olsun
Bu öğleden sonra yapacak bir işim yok.
Bu öğleden sonra çocuklarla ilgilen.
Yarın öğleden sonra orada olacağız.
Babam bu öğleden sonra boş.
Sabah olunca tüm avcılar onları görebilir.
Bu öğleden sonra benim evime gel.
Bu öğleden sonra Tom'la konuştum.
Bu öğleden sonra Tom'laydım.
Bu öğleden sonra yapacak çok işim var.
Günden güne Müttefikler Almanları geri püskürttü.
Bu öğleden sonra çok fazla balık yakaladık.
Dün öğleden sonra burada ne olduğu hakkında nasıl öğrendin?
Bu öğleden sonra Naoka'yla oynayacağım.
Gündüzleri bolca yardım alıyorlar ama çalışmalar gece de devam ediyor.
Belki de gündüzleri yeteri kadar yemek bulmakta zorlanıyordur.
Gündüzleri filler kadar iyi görürler.
Burada, gündüzle özdeşleştirdiğimiz yaratıklar var.
- Mutlu yıllar Muiriel!
- İyi ki doğdun Muiriel!
- Doğum günün kutlu olsun, Muiriel.
Keşif, 1896 yılında sıcak bir Ağustos gününde gerçekleşti.
En iyisi beni akşam ara, gündüzleri evde olmuyorum.
Gün içerisinde, mercanların içinde yaşayan algler güneş enerjisini yiyeceğe dönüştürür.
Bu öğleden sonra bizimle çay içmek ister misin?
Bu öğleden sonra gidiyorum.
Bu öğleden sonra yağmur yağacak mı?
Tom'a bu öğleden sonra onun evine uğrayacağımı söyle.
Ben bu öğleden sonra bütün bu işi bitireceğimi sanmıyorum.
Bu ayı, karanlıkta iki kat daha iyi balık tutabildiğini öğrenmiş.
Günbe gün gazeteler Başkanın evliliğine sadakatsizliği hakkında korkunç detaylarla halkın içini gıcıkladılar.
İlkbaharın sonlarında bir öğleden sonra, Tom yüzmek için dışarı çıktı ve tekrar asla görülmedi.
Uzun, susuz ve sıcak bir mevsimin sonuna gelinmiş. Gündüz sıcaklıkları 40 dereceyi aşıyor.
Hava durumu raporu bu öğleden sonra yağmur yağacağını söyledi, ama öyle olacağını sanmıyorum.
Şehirlerimizin her türden vahşi yaşama yuva olduğu bir gelecek. Sadece geceleri değil, aynı zamanda... ...gündüzleri de.
Bu şekilde üç balık yakaladığını gördüm. Gün içinde balık tuttuğunu hiç görmemiştim.
Işığa "Gündüz," karanlığa "Gece" adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.
Tom "Doğum günün kutlu olsun" şarkısını söylemeye restorana gelmesi için ünlü bir şarkıcıya on bin dolar verdi.
Bugün öğleden sonra Tom'la tenis oynuyor olacağım fakat bu gerçekten çok istediğim bir şey değil.
Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.