Examples of using "продолжал" in a sentence and their turkish translations:
Tom pratik yapmaya devam etti.
- Savaşmaya devam ettim.
- Dövüşmeye devam ettim.
- Mücadeleye devam ettim.
Bebek sessiz durdu.
- Zil çalmaya devam etti.
- Telefon çalmaya devam etti.
Ben okumaya devam ettim.
O şarkı söylemeyi sürdürdü.
O, yalanlar söylemeye devam etti.
Tom konuşmaya devam etti.
O konuşmaya devam etti.
Tom yemek yemeye devam etti.
Tom gitmeye devam etti.
Tom ağlamaya devam etti.
Tom öksürmeye devam etti.
Tom kazmaya devam etti.
Tom oynamaya devam etti.
Tom okumaya devam etti.
Tom koşmaya devam etti.
Tom bağırmaya devam etti.
Tom karalamaya devam etti.
Tom bakmaya devam etti.
Tom ıslık çalmaya devam etti.
Tom bağırmaya devam etti.
Rüzgar devam etti.
O çalışmaya devam etti.
O, ağlamaya devam etti.
- Oynamaya devam ettim.
- Çalmaya devam ettim.
Konuşmaya devam ettim.
Yazmaya devam ettim.
Tom denemeye devam etti.
Tom gülmeye devam etti.
Tom kitabı okumaya devam etti.
Tom Mary'yi aramaya devam etti.
Tom kürekle atmaya devam etti.
Ben sadece yürümeye devam ettim.
Tırmanmaya devam ettim.
Mesaj yazmaya devam ettim.
Tom bunu yapmaya devam etti.
Tom onu gıdıklamaya devam etti.
Tom devam etti.
Pratik yapmaya devam ettim.
Berthier , Nisan 1814'te İmparatorun tahttan çekilmesine kadar, Fransa'nın çaresiz savunması yoluyla
O, bütün gün çalışmaya devam etti.
Tom Mary hakkında konuşmaya devam etti.
O iki saat yürümeye devam etti.
Bana dik dik bakmaya devam etti.
Tom Mary'ye bakmayı sürdürdü.
Ken o şarkıyı söylemeye devam etti.
O yorgundu fakat çalışmaya devam etti.
Tom'la konuşmaya devam ettim.
Tom, Mary'ye bakmaya devam etti.
Tom bütün gün çalışmaya devam etti.
Tom sürmeye devam etti.
Tom onu yapmaya devam etti.
Tom durmadan bana soru sordu.
Çocuk bir süre durmaya devam etti.
O, hayvanlar hakkında hikayeler yazmaya devam etti.
O, çalışmaya devam etti.
- Ben okumaya devam ettim.
- Okumaya devam ettim.
Tom konuşmaya devam etti.
Tom konuşmaya devam etti.
Ben okumaya devam ettim.
Brigham, Young Mormon kilisesine önderlik yapmaya devam etti.
Koşmaya devam ettim.
Kazmaya devam ettim.
Çığlık atmaya devam ettim.
Ne söyleyeceğini bilmediği için, o sessiz kaldı.
Tom çalışmaya devam etti.
tom kept kazanıyor.
Tom yazmaya devam etti.
Tom'a mücadeleye devam etmesini söyledim.
Tom'a çalışmaya devam etmesini söyledim.
Biz sadece Tom'un çalışmaya devam etmesini istiyoruz.
Bitkin olduğum halde, işe devam ettim.
Devam etmemi ister misin?
Bunu neden yaptığımı kendime sormaya devam ettim.
Tom sadece kitabını okumaya devam etti ve Mary'yi görmezden geldi.
Sadece gitmeye devam ettim.
Tom sessizdi.
Tam sobanın önünde dursa bile Tom hâlâ üşüyordu.
O, kitap okumayı sürdürdü.
O, onu teselli etmeye çalıştı fakat o ağlamaya devam etti.
Tom konuşmaya devam etti ve Mary'nin ağzını açmasına izin vermedi.
O sanki hiçbir şey olmamış gibi kitabı okumaya devam etti.
Tom sana bakıp duruyordu. Fark etmedin mi?
2005 yılında kadar Star TV de muhabirliğe devam etti
Tom okumaya devam etti.
O beni taklit etmeye devam etti.
Okumaya devam ettim.
Nehirde kürek çekmeye devam ettikçe, suyun berraklığı beni afallattı.
Göz ardı edildi. Orduyu felaket sararken, Berthier görevini yerine getirmeye devam etti.
Arkadaşlarımdan çoğu yaşlanırken kilo almalarına rağmen ben ağırlığımı düşük tuttum.
Harold Godwinson çok hızlı bir şekilde York'a yürüdü ve York'ta yürümeye devam etti
Tom Mary'yi aramak için uğraşmaya devam etti, ama o hiçbir zaman telefonuna cevap vermedi.
Sana artık onu yapmanı istemediğimi söylediğimi sanıyordum.