Examples of using "принять" in a sentence and their turkish translations:
Bir karar vermek zorundasın.
İlacını almayı unutma.
Verecek bir kararın var.
Bir karar versen iyi olur.
İlacını almayı unutma.
Onu kabul etmeye hazırım.
Bunu kabul etmek zordur.
Ben bir karar vermek zorundaydım.
Bunu kabul edemem.
İlacınızı almayı hatırladınız mı?
Davetini kabul etmekten çok mutlu olacağım.
Şimdi banyo yapma zamanı.
Bugün karar vermeliyiz.
Teklifini kabul etmeye karar verdim.
Gerçekten duş almalıyım.
- Bir karar almak zorundayız.
- Karar vermemiz gerek.
Siparişinizi alabilir miyim?
Tom karar vermek zorunda.
Duş alacak zaman yoktu,
Pekâlâ, hızlıca bir karar vermeliyiz.
merak duymak gerekiyor.
İlacından bir doz almanın zamanı geldi.
Böyle bir karar vermek kolay bir şey değil.
Bir karar vermek zorundayım.
Bir karar vermek zorundayım.
O, sadaka almayı reddetti.
Sen ilacı almalısın!
Biz gerçeği kabul etmeliyiz.
Duş alacağım.
Ben bir banyo yapmak istiyorum.
Bir duş almak zorundayım.
İlaç almak zorunda kaldım.
Onu kabul etmek zorunda kaldım.
Duş almak istiyorum.
Banyo yapacağım.
- Duş almam gerek
- Duş almam lazım.
Karar vermek kolaydı.
Tom'un bir karar vermesi gerekiyor.
Bunu kabul edebilirim.
Annem banyoya girmek üzere.
O, parayı kabul etmeyi reddetti.
Tom bir duş almak istedi.
Onu kabul edebiliriz.
İslam'ı kabul etmek istiyorum.
Duş alabilir miyim?
Banyo yapmam lazım.
Tom ilacını almak zorunda.
- Tom'un duş alması gerekiyor.
- Tom duş almalı.
Onun önerisini kabul etmek zorunda kaldım.
Ben hediyeni kabul edemem.
Senin özrünü kabul edemem.
Tom hediyeni kabul edemez.
parlak neon bir poster var.
Kumandayı alın, bir karar vermelisiniz.
yeni gerçekliğimi kabullenmek zorundaydım.
Almam gereken bir karar vardı.
Otel 300 kişi barındırabilir.
- Bu ilacı almam için beni zorladılar.
- İlacı almam için beni zorladılar.
Ben sabahleyin duş alabilir miyim?
Bunu kabul edemeyiz.
Önlemler almak zorundayız.
- Bu hapları içmen gerekiyor.
- Bu hapları içmelisin.
Tom bir karar vermek zorunda kaldı.
Tom bana bir duş aldırdı.
Tom'un verecek zor bir kararı var.
Bunu kabullenmenin zor olduğunu biliyorum.
Bu ilacı almak zorunda mıyım?
Nerede yıkanabilirim?
Onun önerisini kabul etmek zorunda kaldım.
Tom'un istifasını kabul etmeyi reddettik.
Öneriyi kabul etmesi için onu ikna ettim.
Şimdi canım bir banyo yapmak istiyor.
Dan, Linda'ya bir duş almasını söyledi.
- Banyo almak için elbisesini çıkardı.
- O, duş almak için soyundu.
- O, yıkanmak için soyundu.
Bu kararı vermek zordu.
Vitaminlerini almayı unutma.
Güçlü önlemler almak zorunda kalacağız.
O karar vermem için beni zorluyor.
Ben teklifini kabul etmeye hazırım.
O, ona ilacı almasını tavsiye etti.
O, onu rüşvet almaya ikna etti.
Tom banyo yapmak için üst kata gitti.
Onu kabul edemiyorum.
O kararı vermek kolaydı.
Tom önemli bir karar vermek zorunda.
Verecek çok önemli bir kararımız var.
Siparişinizi şimdi alabilir miyim?
Tom bu sabah ilacını almayı unuttu.
- En azından duş almalıydın.
- Hiç olmazsa duş alabilirsin.
- Hiç değilse duş alabilirsin.
- En azından duş alabilirsin.
Pekâlâ, bir karar vermeliyiz ve bunu hemen yapmalıyız.
Değişimleri kabullenmek insanlar için pek kolay değildir.
Tom'un televizyona çıkması rica edildi.
Otel elli misafir ağırlayabilir.
O etkin önlemler alamadı.
Tom radikal bir karar vermeye zorlandı.
Bütün bunları kabul edemiyoruz.
Ben bunu kabul edemem, Tom.