Translation of "прилив" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "прилив" in a sentence and their turkish translations:

Прилив приближается все быстрее.

Tamam, gelgit gerçekten hızlı bir şekilde gelmeye başladı.

«Чувства отступают, как прилив,

"Hisler gelgit gibi geri çekildiğinde,

И, почувствовав прилив ненависти —

Daha nefret dolu hissetikçe de...

В полнолуние... ...самый высокий прилив.

Dolunayla birlikte... ...gelgit suları en yükseğe çıkar.

Прилив помогает им преодолеть риф...

Yüksek gelgit, resifi aşmalarına yardımcı olur.

Эта грязь становится намного глубже, когда наступает прилив.

Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.

Но прилив привел за собой еще большую опасность.

Fakat yüksek gelgit, kıyıya daha büyük tehlikeler çekmiş durumda.

Пока не вернулся прилив... ...ему предстоит нелегкая ночь.

Sular yükselene kadar... ...onu zorlu bir gece bekliyor.

Прилив уносит оплодотворенные яйцеклетки от голодных ртов рифа. В глубокие воды.

Gelgit, döllenmiş yumurtaları resifteki aç karınlardan uzağa savuruyor. Onları derin sulara yolluyor.

- Песочный замок Тома был разрушен приливом.
- Песочный замок Тома разрушил прилив.
- Песочный замок Тома разрушило приливом.

Tom'un kum kalesi gelgit tarafından yok edildi.