Examples of using "большую" in a sentence and their turkish translations:
Büyük kitabı görüyor musun?
Sen büyük bir hata yaptın.
Büyük bir hata yapıyorsun.
Biz büyük bir aileye sahip olmak istiyoruz.
- Şu büyük köpeğe bak.
- Şu koca köpeğe bakın.
Büyük bir hata yapıyoruz, biliyorsun.
Sana büyük bir klasör vereceğim.
daha da büyük taşkınlar yaratırsa?
terapi önemli.
Nehir geniş bir alanı su altında bıraktı.
Büyük patates kızartması, lütfen.
O, çok değerlidir.
Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.
Herkes büyük pizzaları seviyor.
O, yüksek bir maaş alır.
Çocuk, büyük bir balık yakaladı.
Tom büyük bir alabalığı tutup karaya çıkardı.
Büyük bir hata yaptım.
Düşes büyük bir şapka giydi.
Onlar büyük bir pizza sipariş ettiler.
Harika bir iş yaptın.
Çok aptalca bir şey söyledim.
O daha büyük bir iskonto istedi.
Büyük bir hata yaptın.
Tom büyük bir hata yaptı.
Tom çok aptalca bir şey yaptı.
Tom büyük bir balık yakaladı.
Çok iş yaptılar.
Büyük bir aile istedim.
Sadece büyük bir hata yaptın.
Çok büyük bir hata yapıyorsun.
Amerikanın bu büyük haritasına bak.
Tom çoğu zaman yalnızdı.
tehlikeli tehditler olmaya devam ediyorlar.
ben çok geniş bir alanı görebiliyorum
Madonna'nın konseri büyük bir dinleyici çekti.
Büyük haberi ona söyledim.
Erkek kardeşim büyük bir balık yakaladı.
Dün büyük bir balık tuttum.
Ben büyük bir düğün istemiyorum.
Büyük bir porsiyon patates kızartması lütfen.
Büyük bir aileye bakmak zorundayım.
Ben büyük bir hata yaptığımı düşünüyorum.
Büyük bir hata yapmış olabilirim.
Geçimini sağlayacak büyük bir ailem var.
Bugün kocaman bir yılan gördüm.
Oyların çoğunu saydık.
Tom hayatının çoğunda çalıştı.
Onlar benim için büyük bir parti verdiler.
Tom büyük bir aile istiyor.
Büyükannem büyük bir hindi pişirdi.
Ekibimiz büyük bir başarıya imza attı.
Günün çoğunda evde misin?
- Tom Büyükayı takımyıldızını gösterdi.
- Tom Büyükayı'yı işaret etti.
Tom çok büyük bir hata yaptı.
Sadece çok büyük bir hata yaptın.
Sanırım büyük bir hata yapıyorsun.
İşin çoğunu yapmak zorunda olan kişi benim.
Hayatımın çoğunu burada geçirdim.
Günün büyük bölümünü geçirdiğim yer burası.
İş hayatının çoğunluğunu bir diplomat olarak geçirdi.
Böyle kocaman bir çileği ilk defa görüyorum.
Tom vaktinin çoğunu yolda geçiriyor.
Dün büyük bir kase bezelye çorbası yedim.
Sosyal medya da büyük rol oynuyor.
Dünya yüzeyi büyük ölçüde sularla kaplıdır.
Mary büyük haritayı masanın üstüne yaydı.
Biz sistemde büyük bir hata belirledik.
O erkeklerin çoğunu işten kovdu.
Bakacak büyük bir ailesi vardı.
Annem rafa büyük bir vazo koydu.
O büyük bir tane yakaladı.
O aşırı dozda eroin aldı.
Tom çoğu zaman gerçekten meşgul.
O ekili alanın satışını büyük miktarda gerçekleştirdi.
Gecenin büyük kısmı uyanıktım.
Ben sadece çok aptalca bir şey söyledim.
Zamanımın çoğunu evde geçiririm.
Sanırım Tom büyük bir hata yaptı.
Sanırım büyük bir hata yaptın.
Tom büyük bir tomar yüz dolarlık banknot yaktı.
- Buradaki iklim yılın çoğu için sıcak.
- Burada iklim yılın büyük bölümünde sıcaktır.
Tom bize çok para bağışladı.
O yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.
Hayatımın çoğunu burada yaşadım.
Kuyumcu broşa büyük bir inci monte etti.
Sanırım büyük bir hata yapıyorsun.
Bu ürün bize büyük bir kar getirdi.
İş onun zamanının çoğunu tüketir.
Tom çoğu zaman yalnızdı.
Büyük haritayı masanın üstüne yaydım.
Çoğunlukla tek başınaydı.
Hayatımın çoğunu Boston'da geçirdim.
Neredeyse önemli haberi sana söylemeyi unutuyordum.
Zamanının çoğunu hangi etkinliği yaparak geçirirsin?
Tom büyük bir kuş gördü.