Examples of using "поступить" in a sentence and their turkish translations:
Doğru olanı yapmak istiyorum.
Doğru olanı yapmak istedim.
Doğru şeyi yapmaya çalışıyordum.
- Bana nasıl davranmam gerektiğini söyle.
- Bana nasıl hareket etmem gerektiğine dair yardımcı ol.
Jiro başka türlü hareket edemedi.
O, başka nasıl davranabilir?
Üniversiteye gitmek istiyorum.
Doğru şeyi yapmak için Tom'a bir şans verelim.
Başka türlü yapamazdım.
Böyle berbat bir şeyi kim yapar ki?
Tom üniversiteye gitmek istedi.
O öyle bir şey yapmış olamaz.
- Bunu Tom'a nasıl yapabildin?
- Bunu Tom'a nasıl yapabildiniz?
Onu bize nasıl yapabilirsin?
Bunu bize yapamazsın.
Bana nasıl böyle bir şey yapabildin?
Bunu Tom'a nasıl yapabilirsin?
Bunu onlara nasıl yapabildin?
Bunu bana nasıl yapabilirsin?
Bunu bana yapamazsın.
Onu onlara yapamazsın.
Onu ona yapamazsın.
Onu ona yapamazsın.
Onu sana yapamam.
Onu onlara nasıl yapabilirsin?
Onu ona nasıl yapabilirsin?
Üniversiteye kayıt yaptırmasına izin verilmedi.
Bunu yapmanın doğru şey olduğunu düşünüyor musun?
Biz Tom'u doğru şeyi yapmaya teşvik etmek için bir yol bulmak zorundayız.
Üniversiteye girmek için çok çalıştı.
Öyle yapmak için her türlü nedeni vardı.
Bunu Tom için yapamam.
Bunu bana yapamazsın.
Tom bunu bizim için yapamaz.
Doğru şeyi yapmak için yeteneğine güveniyorum.
Ben ona bunu yapamam.
Bunu bize nasıl yapabildin?
Tom bunu bana nasıl yapabilir?
Tom bunu Mary'ye nasıl yapabilir?
Tom bunu bana nasıl yapabilir?
Bunu ona nasıl yapabilirsin?
Onu onlara yapamam.
Onu ona yapamam.
Tom'un hayali İngiltere'de bir üniversiteye gitmek.
Ebeveynleri ona bir üniversiteye girmesini söyledi.
Onu ona yapamam.
Onu sana asla yapamadım.
Ne yaptığımızı düşünürken yalnızca bunu hatırlayın.
Aynısını okyanuslar için neden yapmıyoruz?
Bu sonuçlarla, üniversiteye gidemeyeceksin.
Bunu bize nasıl yapabildin, Tom?
Tom tüm hayatı boyunca Harvard'a gitmeyi hayal etmişti.
Bunu Tom'a yapamadım.
Ama nihayetinde devlet üniversitesine giderek
Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
Onu onlara asla yapamadım.
Onu ona asla yapamadım.
Onu ona asla yapamadım.
Bunu yapamazsın!
Tom hakkında ne yapmalıyız?
Onu Tom'a yapabileceğimi sanmıyorum.
Tom bunu nasıl yapmış olabilir?
Tom, işe mi gireceğine yoksa üniversiteye mi gideceğine karar veremiyor.
Daha akıllıca hareket etmelisin.
Tom ve Mary para ile ne yapmaları gerektiği hakkında konuştular.
O, öyle bir şey yapmış olamaz.
Doğru şeyi yapmak her zaman o kadar kolay değildir.
Onu nasıl yapabildin?
Onu yapamazsın.
Onu senin için yapamadım.