Examples of using "оставит" in a sentence and their turkish translations:
Tom bizi terk etmeyecek.
O beni yalnız bırakmayacak.
Tom Mary'yi seninle bırakmayacak.
Tom beni yalnız bırakmayacak.
O beni yalnız bırakmayacak.
Umarım Tom bana da bir dilim pasta bırakır.
Tom Mary'yi orada yalnız bırakmayacaktır.
O bizi yalnız bırakmayacak.
Tom sizi terk etmeyecek.
Tom köpeğini seninle bırakmayacak.
Garson kız onun ona daha fazla bahşiş bırakacağını düşünerek Tom'la kırıştırıyordu.
Tom Mary'ye işinden vazgeçeceğini ve Boston'a geri döneceğini söyledi.
Şimdiden Türkiye'nin çöküşünün bırakacağı etkiyi hayal edebilmeniz lazım
Kişisel deneyimlerimden, onunla tartışmanın ağzında kötü bir tat bırakacağını biliyorum.
RAB'le birlikte olduğunuz sürece, O da sizinle olacaktır. O'nu ararsanız bulursunuz. Ama O'nu bırakırsanız, O da sizi bırakır.