Examples of using "покое" in a sentence and their turkish translations:
Onu yalnız bırakın.
Bizi yalnız bırak.
Onu yalnız bırak.
Onları yalnız bırak.
Beni yalnız bırak.
Tom'u yalnız bırak.
Onu yalnız bırak.
Onları yalnız bırak lütfen.
Onu yalnız bırak lütfen.
Onu yalnız bırak, lütfen.
Ailemi rahat bırak!
Beni yalnız bırak!
Onları yalnız bırakırsanız onlar sizi yalnız bırakacaklardır.
Benim kameramı yalnız bırakın.
Onu yalnız bırakalım.
Sadece Tom'u yalnız bırak.
Arabamı yalnız bırakın.
Zavallı oğlanı yalnız bırak.
Zavallı kızı yalnız bırak.
Lütfen Tom'u yalnız bırak.
Tom'u yalnız bırak lütfen.
Beni yalnız bırak ve ben seni yalnız bırakacağım.
Seni yalnız bırakmaya söz veriyorum.
Lütfen onları yalnız bırak.
Lütfen onu yalnız bırak.
Lütfen onu yalnız bırakın.
Sadece onları yalnız bırakın.
Sadece onu yalnız bırakın.
Sadece onu tek başına bırak.
Bize huzur ver!
- Beni rahat bırak.
- Yakamdan düş.
- Beni yalnız bırak.
- Beni rahat bırak.
Benim şeylerime dokunma.
Bizi yalnız bırak ve biz seni yalnız bırakırız.
O, "Beni rahat bırak" dedi.
Lütfen benim şeyleri ayrı bırakın.
- Beni yalnız bırakabilir misin?
- Beni yalnız bırakır mısın?
Beni yalnız bırakacağına söz verdin.
Beni yalnız bırak! Senden nefret ediyorum!
Beni yalnız bırakman gerekiyor.
Ben onları yalnız bırakmak için söz verdim.
Ben onu yalnız bırakmaya söz verdim.
Onu yalnız bırakmaya söz veriyorum.
Ona yalnız bırakmasını söyledim.
Onları yalnız bıraksan iyi olur.
Onu yalnız başına bıraksan iyi olur.
Onu yalnız bıraksan iyi olur.
Sadece beni yalnız bırak.
Ailemi yalnız bırak.
Ailemi yalnız bırak.
Beni yalnız bıraktılar.
Tom'u yalnız bıraksan iyi olur.
Onları yalnız bırakmak için söz veriyorum.
Onu yalnız bırakmaya söz veriyorum.
Onu yalnız bırakmak için söz veriyorum.
Beni yalnız bırakmalıydın.
Sana onu yalnız bırakmanı söylemiştim.
- Beni yalnız bırakın.
- Beni rahatsız etmeyin.
- Canımı sıkmayın.
Tom'a seni yalnız bırakmasını söyledim.
Ona beni yalnız bırakmasını söyledim.
Onlara beni yalnız bırakmalarını söyle.
Ona beni yalnız bırakmasını söyle.
Ona beni yalnız bırakmasını söyle.
Sanırım Tom'u tek başına bırakmalısın.
Ben sana onları yalnız bırakmanı söylemiştim.
Onu yalnız bırakmanı söyledim.
Ben senden bizi yalnız bırakmanı rica ettim.
Ben senden onları yalnız bırakmanı rica ettim.
Ben senden beni yalnız bırakmanı rica ettim.
Onu yalnız bırakmanı rica ettim.
Ben onu yalnız bırakmanı istedim.
Niçin beni yalnız bırakmıyorsun?
ve insanlar beni yalnız bırakacaktı
Biz onu yalnız bıraksak iyi olur.
Onu yalnız bırak, seni uğursuz piç!
Tom, lütfen beni yalnız bırak.
Onu yalnız bırak yoksa pişman olursun.
Tom beni yalnız bırakmayacak.
Tom'u yalnız bırakmaya söz veriyorum.
Tom'u yalnız bırakacağıma söz verdim.
Bana bunu yalnız bırakmam söylendi.
O beni yalnız bırakmayacak.
Tom Mary'yi yalnız bırakmalı.
Onlara beni yalnız bırakmasını söyledim.
Ona beni yalnız bırakmasını söyledim.
Sana Tom'u yalnız bırakmanı söyledim.
Lütfen beni yalnız bırak.
- Neden onları rahat bırakmıyorsun?
- Neden onları yalnız bırakmıyorsun?
Onları yalnız bırakmanı istiyorum.
Beni yalnız bırakmanı söylemiştim.
Beni yalnız bırakmanı istiyorum.
- Bizi yalnız bırakmanı istiyorum.
- Bizi yalnız bırakmanızı istiyorum.
Tom sadece yalnız bırakılmayı istiyordu.
Tom Meryem'e beni yalnız bırakmasını söyledi.
Tom'a beni yalnız bırakmasını söyle.
Tom'u yalnız bırakmanı istiyorum.
Onu tek başına bırakmanı istiyorum.
Ben onu yalnız bırakmanı istiyorum.