Examples of using "которое" in a sentence and their turkish translations:
ve uzun süre ayakta kalacak bir binadır.
Hangi bira sizin?
evren çoktan yazdı.
yüksek nitelikli karakteristik özelliklere göre
bunu inkâr eden zihniyet,
Bu, John tarafından kırılan pencere.
Hoşlandığın bir elbise seç.
Bu Tom'un bana gönderdiği bir video.
beklentilerinin isteğinden farklı olması
dış koşullardan bağımsız olarak
bahsettiğim hayal gücü ile süslenmiş
insanlık tarihini yeniden yazdıran olay
İstediğiniz elbiseyi satın alın.
- Bulduğum elma yeşildir.
- Bulduğum elma yeşil.
İnsan, konuşan tek hayvandır.
Bu teşis etmesi güç bir hastalık.
Bu çocuk tarafından kırılan penceredir.
Gördüğün ağaç meşe.
Sana gönderdiğim mektubu okudun mu?
istedi . Ve Thormod hemen Bjarkamál'ı söylemeye başlar, bu aslında daha
İnsan gülebilen tek hayvandır.
Bu tam aradığım video.
Tom ona verdiğin elmayı yedi.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en komik film.
İşte benim listemin başında olan bir yer.
korunması gereken bir insan hakkı.
"ev gibi bir yer arıyorum"
O aşık olduğum yerde
bulamamış bir nesil var ortada
ve dünya tarihini değiştiren bir olay
İslamiyet'e göre haram olan bu davranış
intihara kadar devam eden psikolojik bir rahatsızlık
insanlığın öğrenemediği olay
İnsan konuşabilen tek hayvandır.
Bu, Mary'nin kendisi tarafından yaptığı elbise.
Hangisi benim?
Bu unutmayacağın bir manzara.
O eklediğim ilk cümle.
İnsan, ateşi kullanan tek hayvandır.
Tom aradığı yeri buldu.
İntikam soğuk servis edilen bir yemektir.
Herkes için kabul edilebilir bir çözüm bulalım.
Tom aldığı cezayı hak etti.
Onun kırdığı bu penceredir.
Tom Mary'nin kaybettiği kolyeyi buldu.
Bu, o çölde bulunan bir hayvandır.
Dün sana gönderdiğim mesajı aldın mı?
Tom, ona verdiğin elmayı yemedi.
Giydiğin elbiseyi beğenmedim.
sonsuz ihtimalin, sonsuz yaratıcılığın alanına,
Ayrıca kişisel olarak, kapalı alan yapay çiftliklerinin
Kuma vurarak oluşturduğu titreşimlerle rakibini uyarıyor.
Çevremizi, nehirlerimizi, okyanuslarımızı
, her zaman bir astronot arkadaşının doldurduğu bir pozisyon
biyolojik ritimle eş gitmeyi
Pirinç milyonlarca insanı besleyen bir tahıldır.
O, Tom'un dün kırdığı camdı.
Dün sözlükte baktığım kelimenin anlamını hatırlamıyorum.
Tartışacak işimiz var.
Bu benim çeviremediğim cümle.
Gördüğüm bina çok büyüktü.
özel bir fotoğraflama tekniği ile bir araya getirilen
Sözlükte bulduğum kelime budur.
Bunu ciddiye almamız gerektiğini gösteren bir uyarı bu.
- Her ülke hak ettiği şekilde yönetilir.
- Her ülkenin hak ettiği yönetimi vardır.
Tom'un bana verdiği havluyla kendimi kuruttum.
Tom, Mary'nin ona verdiği elmayı yedi.
İşte Mary'nin kendisi için yaptığı elbise.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en yüksek bina.
Tom'un pişirdiğin kurabiyeleri seveceğinden eminim.
ki Orta Çağ'da doğum kontrolü olarak kullanılıyordu
zorlu bir girişime başlarken
Bu, hipotermiden kaçınmamı sağlayacak önemli bir karar.
Bu, hipotermiden kaçınmamı sağlayacak önemli bir karar.
Çünkü açık ve erişilebilir bir yer yapmış olursunuz.
2002 yılından bu yana Grönland'ın kaybettiği buz miktarı
bizim müzelerimizde sergilenmesi gereken hazinenin
canlılar arasında ekolojiyi bozan tek canlı ise
az önce bahsetmiştik tekerlek yok
bizim bildiğimiz yağmur bulutu gibi bir şey mi?
ifade ediyorlar ki buna 'Viking zihniyeti' adını veriyorum.
Bu, belki de içinde bulunduğum durumu en iyi tarif eden sözcük.
Tom Mary'den aldığı mektubu yırttı.
Tom ona verdiğim elmayı hevesle yedi.
Bu tam olarak izlemek istediğim o video.
Tom John'un Mary'ye verdiği yüzüğe baktı.
Bu nasıl çevireceğimi bilmediğim bir cümle.
Tom Mary'nin yazdığı şiiri ezberden okumasını istedi.
Dün gece seyrettiğimiz filmin adı neydi?
Geçen hafta yaptığım elbise budur.
Aldığım cezayı hak ettiğimi düşünmüyorum.
O, yolculuk sırasında kaybettiği yüzüğü buldu.
Tom dondurucudaki dondurmayı tamamen bitirdi.
Tom evinin önündeki ağacı kesti.
Satın almak istediğim ceket 300 dolar.
Tom kendisine döktüğüm şarabı içmedi.