Examples of using "возникнуть" in a sentence and their turkish translations:
aşağılık kompleksi oluşabilir
Karmaşık yaşamın ortaya çıkışı.
Nerede sorunlar olabilir sizce?
Bence içki içme problemin olabilir.
şimdi şöyle bir düşünce de oluşabilir kafanızda
Böyle bir operasyon ile hangi komplikasyonlar ortaya çıkabilir?
Sürekli yükselen fiyatların bir sonucu olarak sosyal huzursuzluk çıkabilir.
Birkaç problem olabileceği konusunda Tom'u uyarmam gerekiyor.
Matematik aşk gibidir - basit bir fikir fakat o içinden çıkılmaz hale getirilebilir.
Tom bir sorunumuz olabileceğini sandığını söyledi.