Examples of using "Отличие" in a sentence and their turkish translations:
Benzerliğin tersi farklılıkdır.
Bu uluyan maymun ise...
Onun aksine sen gayretlisin.
fizik kanunlarının aksine
diğer hayvanlarda olmayan bir şekilde
Farkı yaratan kısım işte bu.
- Ben, bazılarından farklı olarak, işimde gücümdeydim.
- Ben bazıları gibi bir taraflarımı yaymıyordum.
- Ben bazıları gibi yan gelip yatmıyordum.
Iaido ve Kendo arasındaki fark ne?
Da Vinci'nin diğer insanlardan farkı şuydu
Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.
- Kızlar değil ama erkekler korkuyordu.
- Kızlar korkmuyordu ama erkekler korkuyordu.
Bir arkadaş ve bir sevgili arasındaki fark nedir?
Kızlar korkmuyordu ama erkekler korkuyordu.
Babasının aksine, o hep gülümsüyordu.
ve karın aksine yağmur buzu eritir
Diğerlerinden farklı olarak din dışı olarak görünmez
Bir fark görebiliyorum.
Ben Yahudi değilim, ama babam Yahudi'dir.
Fark gören var mı?
Senin aksine, ben herkesin önünde insanlarla alay etmem.
hem de arkadaşım Melissa gibi birçok insan şanslı değilken.
Erkek kardeşimin aksine, ben yüzemem.
Kız kardeşin için, o utangaç bir tip.
ve kendilerini karşı görüşün rakibi olarak tanımlarlar.
O dedesinden farklı olarak Fince konuşmuyor.
Tom bir farkı fark ettiğini söyledi.
O fark yaratan şeydir.
Senin aksine, ben onu onun için yapabilirim.
diğer programlardan farkı ise oldukça basit olması
Mikroplar ve bakteriler arasındaki fark nedir?
Dünya ile diğer gezegenler arasındaki fark Dünya'da suyun var olmasıdır.
Sadece çekirdekte olan DNA'nın aksine, RNA da sitoplazmada bulunur.
Farkı biliyorum.
Köpeklerden farklı olarak kediler daha sakindirler, ve bu yüzden ben onları seviyorum.
Kız kardeşinin aksine, o, ebeveynlerinin ona verdiği dini inancı korudu.
Bense dışında olduğumu hissettim. Ve o dünyanın içinde olmak için derin bir özlem duydum.
Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
Din ve felsefe arasındaki fark nedir?