Examples of using "Единственное" in a sentence and their turkish translations:
Bu tek açıklama.
Ölüm tek kurtuluş mu?
Zaman tek çaredir.
Umursadığın tek şey o mudur?
İnsan konuşabilen tek hayvan.
Bu değer verdiğim tek şey.
Bu tek mantılı açıklama.
Sen benim tek çaremsin.
Tek sınır hayal gücünüzdür.
İnsan gülen tek hayvandır.
Bu emin olduğum bir şey.
Bir hikâyeyi yenileyebileceğimiz tek şey
Mossel Körfezi, büyük beyazların
Saflık onun tek özelliğidir.
İnsan, konuşan tek hayvandır.
Tek istediğim uyumak.
Yeryüzünde tek eşitlik ölümdür.
Onun tek hobisi pul toplamaktır.
İnsan dile sahip olan tek hayvandır.
Düşünebildiğim tek şey bu.
İnsan gülebilen tek hayvandır.
ama o zamanlar yapmayı düşündüğüm tek şey
İnsan konuşabilen tek hayvandır.
Tom'un içtiği tek şey kahve.
- Onun önemsediği tek şey paradır.
- Onun umurunda olan tek şey paradır.
Bu yapacak tek şeydi.
Bu, Tom'un yapabileceği tek şey.
Yapabileceğim tek şey bu.
Para yeni dünya düzeninin tek Tanrı'sıdır.
İnsan, ateşi kullanan tek hayvandır.
"злой" sözcüğü tek heceli tek Rusça sıfattır.
Önemli olan tek şey para değildir.
Kazanmak önemli olan tek şey değildir.
Korkmamız gereken tek şey, korkunun kendisidir.
ya da var olabileceği tek yer değil.
Tek savunmaları, sayıları.
Aşk Önemli olan tek şey değildir.
Tek düşünebildiğim bu.
bu kopyalarda sadece resimdeki renkleri değiştirdim.
canlılar arasında ekolojiyi bozan tek canlı ise
Yapman gereken tek şey oraya gitmek.
İnsan ateşi kullanabilen tek hayvandır.
Hakkında düşünüyor gibi göründüğün tek şey para.
Sözlük, başarının işten önce geldiği tek yerdir.
Benim tek istediğim şey o günün gelmesi.
Önemli olan tek şey süreç değil nihai üründür .
- Önemli olan tek şey odur.
- Önemli olan tek şey bu.
Aşkın beni canlı tutan tek şey.
Emin olabileceğimiz tek şey bu.
Yağmur ormanında olayları farklı gören tek hayvan da o değil.
Şimdilik, yapabileceğim tek şey bu.
Diğerkâmlık, asla pişman olmayacağınız bir şey,
Şu anda yapmak istediğim tek şey uyumak.
Tabii ki Çin bu alternatifin var olduğu
Kötü bir aşçı ve bir zehirleyici arasındaki tek fark niyettir.
Akşam yemeğinden sonra yapabileceğim tek şey televizyon izlemektir.
Bunun senin için yapabileceğim tek şey olduğuna inanıyorum.
Tom'un yaşamak istediği tek yer Boston'dur.
Tom'un yediği tek çeşnili dondurma vanilyadır.
Bu kılıç dünyada bir ejderhayı öldürebilecek tek silahtır.
Çocuklar ve erkekler arasındaki tek fark, oyuncaklarının fiyatıdır.
İnsan yüzü kızaran tek hayvandır. Ya da kızarması gereken.
Size verebileceğim tek tavsiye benim yaptığımı yapmanız:
Evimde sahip olduğum tek silah su tabancaları.
Bu yapabileceğiniz tek şey.
Boston şimdiye kadar evimdeymişim gibi hissettiğim tek yerdir.
Bunlardan çok fazla sıvı elde edilebilir. Bunlar konusunda beni huzursuz eden tek şey,
Odamda sadece bir tane pencere var.
Kahkaha kibire karşı tek tedavidir ve kibir gülünebilir tek hatadır.
Tom yemeye değer tek fast food hizmeti veren bu yeri düşündüğü için buraya gelmeyi seviyor.
Tom'un yaptığı çok emniyetli olmayan tek şey her Web sitesi için aynı şifreyi kullanmasıdır.
İnsan, üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurtlamaz, pulluğu çekmek için çok zayıf, tavşanları yakalamak için yeterince hızlı koşamaz.