Examples of using "Беру" in a sentence and their turkish translations:
Ben bunu alıyorum.
Dans dersleri alıyorum.
Ben kitap alıyorum.
Bir gün izne çıkıyorum.
Tatile çıkıyorum.
Her şeyi yanıma alıyorum.
Onu yanımda götürüyorum.
Üzgünüm. Ben sözlerimi geri alıyorum.
Bir hafta izin alıyorum.
Yarın yola çıkıyorum.
Dans dersi alıyorum.
Ben bir dans dersi alıyorum.
Ben rüşvet almıyorum.
Birkaç gün izin alıyorum.
Kitabımı yanıma alıyorum.
Birkaç günlük izne ayrılıyorum.
Senedi ödeyeceğim.
Ben bir kahve ve bir çörek alıyorum.
Onları yanımda götürüyorum.
Tom'u yanımda götürüyorum.
Baba, sürmek için arabayı alıyorum.
Dediğimi geri alıyorum.
Ben suçu üstlenirim.
- Onu yanımda götürüyorum.
- Yanımda götürüyorum.
- Onu yanımda götürüyorum.
- Yanımda götürüyorum.
Yanıma bir şemsiye alıyorum.
Dans ve mankenlik dersleri alıyorum.
Ben biraz balık avlamak için bir hafta izin alıyorum.
Yanıma kimseyi almıyorum.
Ben tam sorumluluğu alıyorum.
Kitapları şehir kütüphanesinden ödünç alırım.
Söylediğim her şeyi geri alıyorum.
Kütüphaneden sık sık kitap ödünç alırım.
- Atıştırmalık olarak kendime basit bir sandviç alıyorum.
- Yanıma atıştırmalık tereyağlı ekmek alıyorum.
Geri alıyorum.
- Yanıma sırf bunu alıyorum.
- Yanıma aldığım tek şey bu.
Onu alacağım.
Uyanırım, telefonumu alırım, e-postalarıma bakarım,
Kızımı benimle birlikte Avustralya'ya götürüyorum.
Gittiğim her yere kameramı götürürüm.
Eylem için tam sorumluluk alıyorum.
- "Sen, Tom, Mary'nin karın olmasını kabul ediyor musun?" "Ediyorum."
- "Tom, siz, Mary'yi karınız olarak kabul ediyor musunuz?" "Ediyorum."
- "Tom, sen, Mary'yi karın olarak kabul ediyor musun?" "Ediyorum."
- "Sayın Tom, Sayın Mary'yi karınız olarak kabul ediyor musunuz?" "Evet."
Bunun için tam sorumluluk alıyorum.
Kızımı benimle birlikte Boston'a götürüyorum.
Yarın öğleden sonra izne ayrılıyorum.
Bifteğim, yumurtalarım, kızarmış patateslerim, tostum ve kahvem var.
Haftada bir ya da iki kez tren istasyonuna gitmek için taksiye binerim.
Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm.
Hiç kimse onu aldığımı görmedi.