Examples of using "Somente" in a sentence and their turkish translations:
Sadece yetişkinler için.
Bu sadece spekülasyon.
Sadece su, lütfen.
Yalnızca Tanrı mükemmeldir.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
Ben sadece lensleri satın alabilir miyim?
Onlar sadece Tom'la konuşmak istiyor.
Yalnızca okumak için gözlük takıyorum.
Gerçekten başka hiçbir şey güzel değildir.
- Ben yalnızca bir bardak su alırım.
- Yalnızca bir bardak su içeceğim.
Sadece zaman sana yardım edebilir.
Onu sadece dualar hayatta tutar.
Araba ile sadece otuz dakika sürer.
Burada önce sadece "kurbağa" yazılıdır.
sadece bilimsel araştırma amaçlı insanlar gidebilecek
Panda yalnızca Çin'de yaşar.
Beyin sadece karmaşık bir makinedir.
O sadece bir yıl önceydi.
Ampirik veriler yalnızca gözleme dayanır.
O tür bitki yalnızca Brezilya'da bulunabilir.
Barıştan başka hiçbir şey dünyayı kurtaramaz.
Tom ve sadece Tom onu yapabilir.
sadece konuşmalarının yüzde 25'ini bilgi aktarmaya
Cihazı sadece kuru bir bezle silin.
Savaşın sonunu yalnızca ölüler görür.
Yirmi öğrenciden sadece biri kitabı okudu.
Aşk var mı yoksa sadece bir yanılsama mı?
Sadece düzyazı okur.
O sadece nesir okur.
Sadece zaman gösterecek.
Bunun sadece berbat bir kaza olduğundan eminim.
Gerçeği ama yalnızca gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz?
Kuşkusuz bu sadece yakışıklı erkekler için.
Gülün sadece ona dokunmak isteyenler için dikenleri vardır.
Tom sadece bir çocuktur.
Portekizce sadece Portekiz ve Brezilya'da konuşulmaz.
Çatışmayı gerçekten çözmeye çalışmıyorlar. Artık sadece yönetin.
- Benim adım "Ricardo Bey" değil; sadece Ricardo veya Rick.
- Benim adım "Bay Ricardo" değil, sadece Ricardo veya Rick'tir.
Bu kadar çok şey yapmak için yalnızca bir hayatımızın olması yazık.
Toplantıda sadece altı kişi vardı.
Bu seferlik bir istisna yapacağım.
Asal sayılar sadece birle ve kendileri ile bölünebilir.
Bu ikizler özdeş, sadece yüzde değil, aynı zamanda karakterde de.
- Sadece bekleyebilirim.
- Ben sadece bekleyebilirim.
Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman?
Sağlığı pahasına mükemmel bir bilim adamı oldu.
Luisa gözyaşlarına boğulduğunda, yalnızca onun en iyi arkadaşı onu teselli etmek için yaklaştı.
Ben gerçek bir balık değilim, ben sadece basit bir peluşum.
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
Yaşamak için bir haftan daha olsaydı, zamanını ne yaparak geçirirdin?
Esperantoda belirsiz artikel yoktur ve sadece bir tane belirli artikel vardır.
Ve bu oran ABD'de bir yılda 60 bin kişiyi öldürebilir.
Sadece çok uzağa gitme riskini alanlar birinin ne kadar uzağa gidebileceğini bilecektir.
Gözüm sadece sende.
Sadece iki şey sonsuzdur, evren ve insanoğlunun aptallığı, ve ben ilkinden emin değilim.
- "A B ye eşittir" " Eğer ve sadece B gerçekse A doğrudur". ile aynı anlamı vardır.
- "A, B'ye eşittir" önermesi, "Eğer ve yalnızca eğer B doğruysa A doğrudur" ile aynı anlama gelmektedir.
Tom annesinin ona verdiği alışveriş listesini kaybetti ve sadece yemek istediği şeyleri aldı.
Tabakta birçok kurabiye bulunmasına rağmen, sadece üç tane yedim.
- Gülden geriye kalan adıdır sadece.
- Mazideki gülden arda kalan adıdır sadece.
Sadece ne kadar üzgün olduğumu bilmeni istiyorum.
Tatoeba ilkeleri altında, üyelerin sadece kendi anadillerinde cümleler eklemeleri ve/veya anlayabilecekleri bir dilden anadillerine tercüme yapmaları önerilir. Bunun sebebi de kişinin, anadilinde doğal olan cümle kurmasının çok daha kolay olmasıdır. Anadilimiz dışında bir dilde yazdığımızda ise kulağa tuhaf gelen cümleler oluşturmamız çok kolaydır. Lütfen cümleyi sadece ne anlama geldiğini bildiğinizden eminken tercüme ettiğinizden emin olunuz.