Examples of using "Princesa" in a sentence and their turkish translations:
Prenses bekliyor.
O, prensesi kurtardı.
Bu prenses kalededir.
Prensesi kurtarmalısın.
O bir prenses olmayı hayal ediyordu.
Sen benim prensesimsin.
Mary bir masal prensesi.
Prenses altın bir elbise giydi.
O, prensesi kurtarmak zorundaydı.
O güzel prensese aşık oldu.
Prensesi kurtarmak için geldim.
Bir zamanlar güzel bir prenses varmış.
Tom bana bir prenses gibi davranır.
Mario prensesi kurtaramadı.
Prenses köpekbalığı tarafından yenildi.
Hiç kimse prensesi güldüremedi.
Prenses imparatordan af diledi.
O, prensesi kurtarmak için gönderildi.
Prensesi kurtarmak için kim gönderildi?
Prenses kralın taç giyme törenine katıldı.
O güzel bir prensese aşık oldu.
Prenses basit bir çoban kılığına girdi.
Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.
Prenses piyanonun yanında durdu.
Prenses büyük bir kalede yaşıyor.
Bence ben önceki hayatımda bir prensestim.
Bir prenses bizzat ona geldi.
Mary bir prenses gibi davranılmasını istiyor.
Prens ve prenses hemen aşık oldular.
Kralın kızı bir prensestir.
Sen bana bir prenses olduğumu söylemiştin.
Savaşçı senin için öldü, benim tatlı prensesim.
O, ejderhayı öldürdü ve prensesi kurtardı.
Prenses kulenin tepesinde yaşıyor.
Herkes ona bir prenses gibi davrandı.
Nihayet, Mario prensesin sevgisini kazanmayı başardı.
Saray prenses için yaldızlı bir kafes oldu.
Prenses Mary, Tom adındaki güçlü ejderha tarafından yakalandı.
Hoş geldin prenses. Tekrar bizimle olman bir onurdur.
Cesur şövalye, güzel prensesi kötü ejderhadan kurtardı.
Herkes köle kızın gerçekte bir prenses olduğunun keşfedilmesine çok şaşırmıştı.
O, anaokulundayken, bütün erkek çocukları ona "prenses" derdi.
O, o kadar güzeldi ki, herkes onun gerçek bir Prenses olduğunu görebiliyordu.