Translation of "Plano" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Plano" in a sentence and their turkish translations:

- Desistimos do plano.
- Abandonamos o plano.

Biz plandan vazgeçtik.

Seria plano

düz olurmu hiç

- Eu tenho um plano.
- Tenho um plano.

Bir planım var.

- Tu tens um plano?
- Você tem um plano?

Bir planın var mı?

Temos um plano.

Bir planımız var.

Tenho um plano.

Bir planım var.

Meu plano funcionou.

Planım işe yaradı.

O plano falhou.

Plan başarısız oldu.

É meu plano.

Bu benim planım.

- Eu tenho um outro plano.
- Tenho um outro plano.

Başka bir planım var.

- Precisamos fazer um plano.
- Nós precisamos fazer um plano.

Bir plan yapmamız gerekiyor.

- Nós não temos um plano.
- Não temos um plano.

Bir planımız yok.

- Seu plano me parece excelente.
- Teu plano parece ótimo.

Planın mükemmel gibi görünüyor.

- Você já tem um plano?
- Tu já tens um plano?
- Vocês já têm um plano?

Senin şimdiden bir planın var mı?

- Eu aprovo seu plano.
- Eu aprovo o teu plano.
- Estou de acordo com teu plano.
- Aprovo o plano de vocês.
- Estou de acordo com o plano de vocês.

Ben planınızı onaylıyorum.

- Seu plano parece ser bom.
- O teu plano parece ótimo.

Planın muhteşem görünüyor.

- Temos de mudar nosso plano.
- Temos que mudar nosso plano.

Planı değiştirmek zorundayız.

- O diretor aprovou nosso plano.
- O gerente aprovou nosso plano.

Yönetici planımızı onayladı.

- Você não tinha um plano?
- Vocês não tinham um plano?

Bir planını yok muydu?

- Você tem um plano melhor?
- Vocês têm um plano melhor?

- Daha iyi bir planın var mı?
- Daha iyi bir planınız var mı?

- Teu plano é bom, mas meu plano é melhor.
- Seu plano é bom, mas meu plano é melhor.
- Teu plano é bom, mas o meu é melhor.
- Seu plano é bom, mas o meu é melhor.

Senin planın iyi fakat benimki daha iyi.

O mundo é Plano

Dünya düzdür kesin

Ela aprovou meu plano.

O benim planımı onayladı.

Ele abandonou o plano.

O plandan vazgeçti.

Que plano malvado este!

Bu ne şeytani bir plan!

Qual é o plano?

Planınız nedir?

É um plano arriscado.

Bu riskli bir plan.

O plano está funcionando.

Plan işe yarıyor.

Nosso plano não funcionou.

Bizim planımız işe yaramadı.

Você considerou o plano?

Planı tekrar düşündün mü?

Esse era o plano.

O plandı.

Eles têm um plano.

Onların bir planı var.

Precisamos elaborar um plano.

Bir plan önermeliyiz.

Nosso plano está funcionando.

Planımız çalışıyor.

Ele executou o plano.

Planı uyguladı.

Esse plano é inaceitável.

Bu plan kabul edilmez.

Este é o plano.

Plan budur.

O seu plano funcionou.

Planın işe yaradı.

Esse é o plano.

Bu plandır.

O teu plano falhou.

Planın başarısız oldu.

Seu plano não funcionou.

Senin planın işlemedi.

Lincoln gostou deste plano.

Lincoln bu planı sevdi.

Tom tem um plano.

Tom'un bir planı var.

Tom tinha um plano.

Tom'un bir planı vardı.

Era o meu plano.

Bu benim planımdı.

Nós tínhamos um plano.

Bir planımız vardı.

É um bom plano.

Bu iyi bir plan.

É esse o plano?

O, plan mı?

Não tenho plano B.

Benim yedek planım yok.

Vamos tentar este plano.

Bu planı deneyelim.

Seu plano é perigoso.

Onun planı tehlikeli.

Meu plano é melhor.

Benim planım daha iyi.

Tens um plano B?

Bir B planın var mı?

- Ela pensou em um bom plano.
- Ela pensou num bom plano.

O iyi bir plan düşündü.

- Tenho um plano em mente.
- Eu tenho um plano em mente.

Aklımda bir planım var.

Seguimos o plano dos destroços?

Enkaz planına mı bağlı kalacağız,

O mundo pode ser plano?

acaba dünya düz olabilir mi?

Se o mundo fosse plano

dünya düz olsaydı

O professor aprovou seu plano.

Öğretmen onun planını onayladı.

Eu não tenho plano algum.

Benim hiçbir planım yok.

Tivemos que abandonar nosso plano.

Biz planımızdan vazgeçmek zorundaydık.

Eu não tenho plano nenhum.

Hiç planım yok.

Nós discutimos o plano ontem.

Biz dün planı tartıştık.

Todos nós aprovamos o plano.

Hepimiz planı onayladık.

Qual plano você acha melhor?

- Hangi planın daha iyi olduğuna inanıyorsun?
- Sence hangi plan daha iyi?

O plano está sendo discutido.

Plan görüşülüyor.

A mãe aprovou meu plano.

Annem planımı onayladı.

Ele se opôs ao plano.

- O plana karşı çıktı.
- Plana karşı çıktı.

Tive de mudar o plano.

Ben planı değiştirmek zorunda kaldım.

Ele finalmente aprovou nosso plano.

Nihayet planımızı onayladı.

Qual é o seu plano?

Planın nedir?

Nosso chefe aprovou nosso plano.

Bizim patron planımızı onayladı.

Qual é o plano, então?

Öyleyse plan nedir?

Ainda precisamos de um plano.

Hâlâ bir plana ihtiyacımız var.

É um plano muito bom.

Bu çok iyi bir plan.

Tom já tem um plano.

Tom'un zaten bir planı var.

Isso é um plano ótimo.

Bu harika bir plan.

Esse é um bom plano.

Bu iyi bir plan.

Concordei com o plano dele.

Onun planını kabul ettim.

O globo em algo plano

algoritmalar oluşturmaya çalıştılar.

Eu tenho um plano melhor.

Daha iyi bir planım var.

Eu preciso de um plano.

Bir plana ihtiyacım var.

Você sempre tem um plano.

Her zaman bir planın var.

Ele contemplou o plano deles.

O onların planı üzerinde düşündü.

Temos que fazer um plano.

Bir plan yapmak zorundayız.

Meu plano foi finalmente adotado.

Benim planım sonunda kabul edildi.

O plano estava sendo discutido.

Plan tartışılıyor.

Nós concordamos com seu plano.

Biz onun planını destekledik.

O novo plano funcionou bem.

Yeni plan iyi çalıştı.

Tom não tinha um plano.

Tom'un bir planı yoktu.

Temos que abandonar o plano.

Planı terk etmek zorundayız.

Eu não tenho um plano.

Bir planım yok.

Eu já tenho um plano.

Bir planım var bile.

Qual é seu plano, Tom?

Planın nedir, Tom?

Qual é o plano, Tom?

Plan ne Tom?

Nós precisamos de outro plano.

Başka bir plana ihtiyacımız var.