Translation of "Pazes" in Turkish

Maria fez as pazes com Tom.

Mary Tom ile barıştı.

É hora de fazermos as pazes.

- Savaş baltasını gömme zamanı.
- Barışma zamanı.

- Depois da discussão, ela fez as pazes com ele.
- Depois da altercação, o casal fez as pazes.
- Depois da briga, ela fez as pazes com ele.

Tartışmalarından sonra, o fit oldu.

Para encurtar a história, nós fizemos as pazes.

- Uzun lafın kısası savaş baltasını gömdük.
- Uzun lafın kısası barış yaptık.

Eles fizeram as pazes e viraram amigos de novo.

Anlaşmazlığı giderdiler ve tekrar arkadaş oldular.

Por fim, os dois chefes das tribos indígenas decidiram fazer as pazes e fumar o cachimbo da paz.

Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.