Translation of "Virou" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Virou" in a sentence and their turkish translations:

- Ele virou traidor.
- Ele virou a casaca.

O, bir hain oldu.

Aoi virou dançarina.

Aoi bir dansçı oldu.

Bob virou engenheiro.

Bob bir mühendis oldu.

Carlos se virou.

Carlos döndü.

O jogo virou.

İşler tersine döndü.

Alexandra virou russa.

Alexandra Rusçaya geçti.

- O terreno virou uma favela.
- O terreno virou uma aldeia.

Arazi bir köy oldu.

Ele virou a chave.

O anahtarı döndürdü.

Meu irmão virou padre.

Erkek kardeşim papaz oldu.

Ela virou uma enfermeira

O bir hemşire oldu.

Tom virou a página.

Tom sayfayı çevirdi.

O carro virou à esquerda.

Araba sola döndü.

O homem virou na esquina.

Adam köşeye yürüdü.

Ela virou-se e sorriu.

O, etrafında döndü ve gülümsedi.

O carro virou à direita.

Araba sağa döndü.

Ele virou à esquerda na esquina.

O, köşede sola döndü.

Ela virou à esquerda na esquina.

Köşede sola döndü.

Ela virou quando ouvir sua voz.

Onun sesini duyduğunda geriye döndü.

Tom virou para Mary e sorriu.

Tom, Mary'ye dönüp gülümsedi.

Quem virou isso de ponta-cabeça?

Bunu kim baş aşağı çevirdi?

Ele se virou quando eu chamei.

Ben seslendiğimde geriye döndü.

O inglês virou minha matéria preferida.

İngilizce en sevdiğim ders oldu.

Ele virou a mesa de ponta-cabeça.

O, tabloyu ters çevirdi.

- Ela se tornou atriz.
- Ela virou atriz.

O bir aktris oldu.

- Ele virou marinheiro.
- Ele se tornou marinheiro.

O bir denizci oldu.

Tom virou o copo de ponta-cabeça.

Tom bardağı baş aşağı çevirdi.

- Ele se tornou policial.
- Ele virou policial.

O bir polis memuru oldu.

Ela virou-se de costas para Tom.

O sırtını Tom'a döndü.

O Tom virou e saiu da sala.

Tom döndü ve odadan çıktı.

Tom virou e andou até a porta.

Tom döndü ve kapıya doğru yürüdü.

O Jim virou a chave na fechadura.

Jim kilitin içinde anahtarı çevirdi.

O motorista virou a direção para a direita.

Sürücü direksiyonu sağa kırdı.

- Ele virou a esquina.
- Ele dobrou a esquina.

O, köşeyi döndü.

Ela virou-se quando escutou a voz dele.

Onun sesini duyduğunda geriye döndü.

- Ele se tornou pianista.
- Ele virou um pianista.

O bir piyanist oldu.

Virou à direita ao invés de virar à esquerda.

O, sola dönme yerine sağa döndü.

Tom virou o interruptor e as luzes se acenderam.

Tom anahtarı çevirdi ve ışıklar yanmaya başladı.

- Tom virou para a direita.
- Tom dobrou à direita.

Tom sağa döndü.

- Você já virou um velho ranzinza?
- Já te tornaste um velho rabugento?

Sen zaten huysuz yaşlı bir adam oldun mu?

- Meu sonho tornou-se realidade.
- Meu sonho virou realidade.
- Meu sonho se realizou.

Hayalim gerçekleşti.

- Sua nova novela fez um grande sucesso.
- A sua nova novela virou um bestseller.

Onun yeni romanı çoksatar oldu.

Antes de o Tom e a Mary perceberem o que estava acontecendo, a amizade deles virou amor.

Tom ve Mary ne olduğunu fark etmeden önce onların arkadaşlığı aşka dönüştü.

- Meu primo recebeu o chamado de Deus e se tornou padre.
- Meu primo recebeu o chamado de Deus e virou padre.

Kuzenim Tanrı'nın çağrısını kabul etti ve rahip oldu.

- Greta virou a cerveja em um gole.
- Greta bebeu/tomou a cerveja em um gole.
- Greta bebeu/tomou a cerveja em um só gole.

Greta birayı tek yudumda içti.