Examples of using "Olhar" in a sentence and their turkish translations:
O bakışı biliyorum.
Bakmayacağım.
Şimdi bakabilirsin.
O bakışlarını kaçırdı.
- Bakmamaya çalıştım.
- Bakmamayı denedim.
Bakamıyorum.
Bana bakar mısın?
bir de ona bakalım
Bakar bakar mutlu olurduk.
İleriye bakmaya çalış.
Tom bakmak istemiyor.
Bana bakar mısın, Tom?
Tom yüzünü yana çevirdi.
Bakmıyoruz.
Nereye bakmalıyım?
Şimdi bakabilirsin.
Tom'a bakamıyorum.
- Lütfen bana bakmayı durdur.
- Lütfen bana bakmayı kes.
Aşağı bakmamaya çalışın.
Bir bakış her şeyi söyleyebilir.
Nereye bakmam gerektiğini bilmiyorum.
Sana bakmama izin ver.
Sadece ona bak.
O ona bakmaktan kaçındı.
Nereye bakacağımı bilmiyordum.
Tom dik dik bakışını indirdi.
Ona baksan iyi olur.
Etrafa bakınacağım.
Onu inceleyeyim.
Ben adama baktım.
Ona bakmaya dayanamadım.
Tom'a bakmak için geri döndüm.
sadece eleştiri diye de bakmayın olaya
O zaman bilim açısından bakalım
Bunlara hep birlikte biraz bakacağız
bacaklarına bakabilirsin
Artık buna bakamam.
Tom'a bakmak istemiyorum.
Buna baksan iyi olur.
Ona bakmamaya çalıştı.
Tom Mary'ye bakmamaya çalıştı.
Tom Mary'ye bakmaktan sakındı.
- Gözünü benden kaçırma.
- Yüzünü benden çevirme.
Aynada kendimi görebiliyorum.
Evin etrafına bakınacağım.
Sami, Leyla'ya bakmaya devam etti.
gelin her şeye biraz daha yumuşak bakalım
Tom boş odaya bakındı.
Eğer dikkatlice bakarsan bazı böcekler bulacaksın.
Tom sana bakmayı sürdürüyor.
Onlar babalarına saygı duyardı.
Kuş gözlemciliği güzel bir hobi.
Çocuk arkasına bakmadan kaçtı.
Keşke insanlar bana bakmaktan vazgeçse.
Caddeyi geçerken arabalara dikkat etmelisin.
Alabildiğine uzanan ve kavrulan vadiler var.
kısaca bir de virüse bakalım kısa bir şekilde
şimdi işin diğer bir boyutuna bakalım
- İnsanlara bakmak kabalıktır.
- İnsanlara dik dik bakmak kabalıktır.
Onun eksantrikliğini görmezden gelsen iyi olur.
Bence buna baksan iyi olur.
Eğer bakışlar öldürebilse, ben zaten şimdiden ölmüş olurum.
- Buna bakmak ister misin?
- Buna bakmak ister misiniz?
- Buna bakmak istiyor musun?
Benim e-postamı kontrol etmek için bilgisayarınızı kullanabilir miyim?
ama biz buna daha geniş bir pencereden bakmak istedik.
Ya aslında bakarsan o yıllar güzelmiş ha
şimdi birde durumun ciddi tarafından bakalım
Hep sana bakıyor. Seni seviyor olmalı.
Tom Mary'ye bakmayı durduramıyor.
Onlar gökyüzüne bakmak için bir teleskop kullanıyor.
Bir bakışın binlerce kelimeden daha fazla değerli olduğunu söylüyorlar.
Tom Mary'ye bakmaktan kaçınmaya çalıştı.
Ben sözlerine bakmadan bu şarkıyı söyleyebilirim.
Onun güzelliğini takdir etmek için sadece ona bakmak zorundasın.
Onun yüzündeki o bakışı unutamam.
Onun gözlerine bakmaktan kaçınmaya çalıştım.
Eğer şarkı sözlerine bakarsan, çok anlam taşımıyor.
Sanırım buna bir kez daha bakmalısın.
Bana baştan aşağı baktı.
İleriye bakmaya odaklanmalı ve bacak gücünüzü kullanarak...
Onu durduran ve tekrar baktıran o ev hakkında bir şey vardı.
Sadece ona bakarak, onun seni sevdiğini söyleyebilirsin.
Ah? Sen klavyeye bakmadan yazabiliyorsun. Bu harika!
Nereye gittiğimizi bilmek için bazen geriye bakmamız gerekir.
Ne demişler? İzlenen tencere asla kaynamaz.
O an, bu inanılmaz yaratığın gözlerine bakıyordum.
Tom Mary'ye o kadar kızgındı ki o ona bakamadı bile.
Uzaktan bakıldığında pek çok şey hoş görünecektir.
zaten dünyada Müslümanlara nasıl bir gözle bakıldığını hepimiz biliyoruz
Evet aslında bakarsanız beş altı farklı kaynaktan bunları teyit ediyorum bu bilgileri
Lütfen biz yemek yerken cep telefonuna bakma.
Lütfen yemek yerken cep telefonuna bakma.
Sadece yüzüne bakarak iyi haberlerin olduğunu biliyoruz.
Alabildiğine uzanan ve kavrulan vadiler var. Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla
Ancak daha sonra, bir tesadüfi keşifle uyarılan arkeologlar,
Çocukken çimenlere sırtüstü uzanıp beyaz bulutları seyrederdim.
Bu kızın güzel bir yüzü var. Kalbim ona bakmaktan erir.
Ben saat kullanmıyorum ama saat kullananlar hemen bir kol saatine baksınlar
Seni aramadım, ama gözlerine ilk baktığımda, yuvama geldiğimi anladım.
Bu iki resme bakabilir misin ve bana hangisinin daha iyi olduğunu söyleyebilir misin?